Erol: 'Yeldana'nın vefatı, kirli emellere alet ediliyor'

Sedat Peker'in konuşmalarında yer verdiği ve intiharında bazı şaibelerin olduğunu iddia ettiği Kanal 23 program yapımcısı Yeldana Kaharman ile ilgili o dönem Kanal 23 Genel Yayın Yönetmenliği görevini yürüten Metin Eren Erol ilk kez konuştu.

Erol: 'Yeldana'nın vefatı, kirli emellere alet ediliyor'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Kanal 23 Televizyonu'nda severek izlenen “Maksat Gezmek” Programının sunucusu Yeldana Kaharman’ın evinde ölü bulunması, olayın intihar süsü verilmiş bir cinayet olarak iddia edilmişti.

TOLGA AĞAR İMASI YAPILMIŞTI
Bazı haber sitelerinde Yeldana’nın intihar değil bir cinayete kurban gittiğine dair bazı haber sitelerinde yayınlanan haberlerin ardından konu Sedat Peker’in de gündemine gelmiş ve yayınladığı videoda, Yeldana Kaharman’ın tecavüz edildikten sonra jandarmaya şikâyette bulunduğunu ancak işlem yapılmadığı iddiasında bulunmuştu.

Bu gelişmeden sonra önce Ak Parti Milletvekili Tolga Ağar, söz konusu gazeteciyi tanımadığını ifade etmiş ardından da Jandarma Genel Komutanlığı, bunun sonrasında da Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı açıklamalarda bulunarak olayın cinayet değil intihar olduğunu açıklamışlardı.

Bu gelişmelerin ardından haberlerde sık sık adı geçen Kanal 23 Televizyonunun o dönem Genel Yayın Yönetmeni olan Metin Erol uzun bir aradan sonra sessizliğini bozdu ve birilerinin kendi kirli menfaatleri için genç bir kızın ölümünü kullanarak birilerini yıpratmak ve karalamak amaçlı yalan ve iftiradan ibaret olduğunu açıklandı.
Erol,  Twitter  hesabından yaptığı açıklamalarda şu görüşlere yer verdi:

“YELDANA İLE İLGİLİ GERÇEKLER 
Bugüne kadar konuşulan, bahsedilenlerin tamamı, belki de ilk önce sorulması gereken kişiden uzak bir şekilde tartışıldı. O dönem Yeldana’nın program yaptığı tv kanalında Genel Yayın Yönetmeni olarak görev yapmaktaydım. Şu an orada çalışmıyorum.

Her şeyden önce ben bir kız çocuğu babasıyım. Bazı şeyleri açıklamayı, rahmetli Yeldana ve kendi çocuğum için vicdani bir sorumluluk olarak gördüm. Netflix dizi ve filmlerindeki senaryoları bile aratmayacak paylaşımları, ifadeleri günlerden bu yana hayretlerle takip ettim.

Bu senaryoyu kurgulayanlar, Yeldana kardeşimiz mezarından çıkıp gelse ve anlatılanları yalanlasa dahi inanmayacak olsa da vicdan sahipleri için gerçekleri açıklamak hassasiyetimiz gereğidir.

Çok sevdiğimiz ve kıymet verdiğimiz Yeldana kardeşimiz ile G.Y.Y olduktan sonra yaklaşık 3 ay çalıştık. “Maksat Gezmek” isimli programı sunuyordu. Program formatı, Elazığ ve çevresindeki köy, ilçe ve beldelerin tanıtımının yapıldığı bir gezi ve eğlence programıydı...

Şimdi gelelim Yeldana kardeşimiz ile ilgili söylenen iddialara…

Birinci iddia: ‘’Röportaj yapmaya gitmişti!’

Format gereği, bu programın hiçbir anında siyasilerle röportaj olmadı, olamazdı. (Kanalın Facebook sayfasında tüm bölümler var)
Çünkü; 
1) Yeldana muhabir değildi!
2)Yeldana kanalın tam zamanlı çalışanı değildi.  (haftada 1 gün gelir programını çekip giderdi)
3) Kazakistan asıllı olan merhum Yeldana’nın Türkçesi bozuk ve siyasi bilgisi bu tarz röportajlar için uygun değildi.
4.) Bunca engele rağmen yine de röportaja gittiğini varsayacak olursak, TV röportajları, kamerasız olmaz, kameramansız olmaz. Dolayısıyla, montaj, kurgu, yayın derken ben dâhil en az 10 kişinin bu röportajdan haberdar olması gerekirdi. Kimsenin bilgisi olmadı.
İkinci iddia: ‘Bu olay Pertek’te gittiği röportajda gerçekleşti!’
Merhume Yeldana Kaharman, Maksat Gezmek isimli programın Pertek çekimini ölümünden 13 gün önce tamamlamış ve kanalda yayınlanıp tv nin facebook hesabına yüklenmişti.

Linkte de görüldüğü gibi o tarihten sonra en ufak bir edit yapılmamış. Senaryoda olayların başlangıcı olarak anlatılan bu röportaj yalan!
İddia üç: ‘Röportaja yalnız gitmişti!’

Yeldana kardeşimin  instagram hesabı kontrol edilecek olursa o günkü çekimlerde de yalnız değildi.

Pertek çekiminde de yanında aynı kameraman şefi ve programlar koordinatörü vardı. Onlar da senaryonun iftira olduğunun yakın şahitleridir.

Basit bir trafik kazasında, kanalımızın ihbar hattına onlarca,  olay yerinden, balkondan, pencereden telefonla çekilen video gelirken şehrin ortasında geçtiği iddia edilen bu senaryoda, hiçbir video, fotoğraf, ‘ben gördüm, diyen yok. Çünkü öyle bir olay yok. Olsa olsa  iftira var.

Kirli menfaatleri için bir genç kızın ölümünü kullanmak, ismi, kimliği, unvanı ne olursa olsun, bir kişiyi tacizle suçlamak, tek kelimeyle vicdansızlık, ahlaksızlıktır.
Başta şahsım olmak üzere o dönem çekiminden, montajına, şoförüne kadar bu organizasyonun bir parçası olan herkes şahadet eder ki taciz, tecavüz yalanı ve bunu inandırıcı kılmak için anlatılan detaylı senaryo başından sonuna kadar yalandır, iftiradır.”