Elazığlılar Dikkat Toprak Kaybediyoruz!
Elazığ Belediyesi tarafından düzenlenen 4. Kitap Fuarına katılan Tarihçi, Araştırmacı Yazar Süleyman Kocabaş, Elazığ'ı ve Türkiye'yi büyük bir tehlikeye karşı uyardı.
Aslen Kayserili olan Süleyman Kocabaş Tarihçi, Araştırmacı ve yazar. Tek amacının Türk milletine Türklük gurur ve şuur bilincini yeniden aşılamak olduğunu belirtiyor.
Yabancılara toprak satışının oldukça tehlikeli olduğunu ve toprak satmaya böyle devam edersek sonumuzun Filistin ve Suriye gibi olacağını anlatan Kocabaş,
"EĞER BİZLER TOPRAK SATMAYA DEVAM EDERSEK 2'NCİ FİLİSTİN OLURUZ"
"Kudüs’te Yahudi Devleti nasıl kuruldu? Araplardan toprak ala ala kuruldular. Araplar şimdi pişman, keşke satmasaydık dediler. Abdülhamid yasakladı toprakları kendi mülkiyetine geçirdi. Kendi döneminde toprak sattırmadı. Ama İttihat ve Terakki’ciler gelince toprak satmaya başladılar. Siyonistlerin oyununa geldiler. Şimdi Türkiye’de tarih tekerrür ediyor. Eğer bizler toprak satmaya devam edersek 2’nci Filistin oluruz. Hatta Gaziantep’ten Siirt’e kadar bütün GAP Bölgesini taşeronlar kullanarak İsrail’in satın aldığı iddia ediliyor." Diyerek toprak satışının tehlikesinden bahsetti.
Türkiye'nin tarım ülkesi olduğu halde tarım arazilerine bilinçsizce bina yapıldığını aktaran ve bu durumun gelecekte büyük tehlikelere yol açacağını söyleyen Süleyman Kocabaş,
“ovalarımızda bina yapmak düşman işgali benzeridir” dedik. Bizim en büyük zenginliğimiz ovalarımızdır. Ovalarımız bizim gıdamızdır. Türkiye bir tarım ülkesidir. Ovalara bina yaptıkça tarım arazileri ortadan kalkıyor. Şu gördüğünüz bina yüz yıl sonra yıkılacak. Tarım arazisi açmak için bina yıkmaya başlayacağız. Eski insanlar bizden daha akıllıymış, binaları tarım arazisine yani ekmek teknesine yapmamış. Dağlara yapmış, kayalık alanlara yapmış.
Bütün hükümeti uyarıyorum. Yapmayın. Toprak satmaya ve tarım arazilerini bu denli yok etmeye devam edersek ileride büyük bir tarım krizi yaşayacağız. Gıda savaşları başlayacak. Şu anda dünya nüfusu yedi milyar, ileride 15 milyar olacak. Şimdiden tedbir alalım diyorum." Şeklinde konuştu.
"CADDELERİMİZDE AÇTIĞIMIZ İŞ YERLERİNE İNGİLİZCE İSİMLER KOYMAK BU MİLLETİN İSTİKLÂLİNE AYKIRIDIR"
Süleyman Kocabaş, konuşmasına şu sözlerle devam etti:
"İş yerlerimize verdiğimiz yabancı isimler İstiklalimize aykırıdır." Bu milletin iki bayrağı vardır. Biri bez bayrağımız, şehitlerimizin kanıyla sulanmış gönderde dalgalanan kırmızı bayrağımız; ikincisi ise dilimiz, sesimiz. Şu anda bütün caddelerimizde İngilizce isimler var. Caddelerimizde açtığımız iş yerlerine ingilizce isimler koymak bu milletin istiklâline aykırıdır! Vatandaşlarımızı uyarıyoruz. Ne olur iş yerlerimize Türkçe isimler verelim.
"DİLİ KAYBEDERSEK KENDİMİZİ DE KAYBEDERİZ"
Bir milletin yaşaması için milli dilini korumamız lazım. Milleti millet yapan en büyük unsur dildir. Dili kaybedersek kendimizi de kaybederiz. Bu konuda çok hassas olmalıyız.
"Çanakkale'den geçemediler, çanak antenden geçtiler" şu kara kutuyu görüyorsunuz. Bizi medyayla teslim aldılar. Artık savaşlar topla tüfekle yapılmıyor evlerimizde medya sayesinde yapılıyor. Bizi televizyonlar vasıtasıyla celladımıza aşık ettiler."
