ELAZIĞ'A ÖZGÜ BİR MAKAM: HARPUT MAKAMI

Ahmet Çöteli/Elazığ'ın kendine özgü makamlarından biri olan Harput Makamı, yaşatılmaya devam ediliyor.

ELAZIĞ'A ÖZGÜ BİR MAKAM: HARPUT MAKAMI
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Ülkemizin hemen hemen her bölgesinin, her şehrinin, kendine özgü ve özel bir müzik icrası vardır. Harput, 1085 yılında Türklerin eline geçmesi ile birlikte, cami, medrese, türbe ve saray gibi kurumlar yapılarak hızla şehirleşmeye ve önemli bir kültür merkezi olmaya başlamıştır. Bu kurumlarda çok sayıda mutasavvıf, derviş, âşık, ilim adamı ve sanatkâr yetişmiştir. Bu sanatçılar Harput kültürü ile Türk İslam kültürünün birleşiminden oluşan eserler vermiştir. 

 

Harput müziği ise Türk Halk müziği ile Türk Sanat müziğinin senteziyle kendine özgü çalgıları, makamları ve icra sırasındaki kuralları ile özel bir türdür. Bu müziklerle birlikte ortaya çıkan makamlar ise Harput'a özgüdür. Harput'a özgü bazı makamlar Harput makamı, Elezber makamı, İbrahimiye makamı, Tecnis makamı gibi makamlardır. Bu makamlarda yapılan selalar ve Kur-an'ı Kerim'den okunan bazı sureler, Elazığlı vatandaşlar tarafından sevilerek dinleniyor.

 

Harput Makamının en iyi temsilcilerinden biri olan emekli müezzin Mevlüt Genç(70) ise makamı yaşatmaya devam ediyor. Çocukluk yıllarında hafızlık yaparken Hafız Osman Öge'nin, Harput makamında Kaf suresini okumasıyla bu yöne ilgisi başlayan Mevlüt Genç, makamı kulaktan duyarak öğrenip, kendini geliştirerek Harput makamında selalar ve sureler okuyor. 

 

47 yılını din görevlisi olarak severek geçirdiği belirten emekli müezzin Mevlüt Genç, "Yıllarımı müezzinlikle 3-4 camide, 25 yılımı da İzzet Paşa Camisi'nde geçirdim. Pazar ve Cuma günleri ikindi namazına müteakip Nebe suresini Harput makamı ile okurdum. Bunu bizim Elazığ halkı çok seviyor, bende çok seviyorum. Onun için buna meylettim, sevdim ve en güzelini yaptım. Bu Harput makamını da ben o yıllarda çocuktum, hafızlık yapıyordum. İhsaniye Camiinin yanında yemekhanemiz, Kubbeli Camide de yatakhanemiz vardı. Rahmetli Hafız Osman Öge, Harput Divanında Kaf suresini cuma namazından önce okurdu, bunu millet duysun. Biraz da kulağım sağlamdır yani bir şeyi duydum mu hemen tatbik etmeye başlarım. Oradan aldım o makamı, sonra benden büyük hocaefendilerden okuyanlar vardı. Harput divanı, kesikhavret, ibrahime makamında sela verilir ama ezan okunmaz. Ezanlar sabah vaktinde saba, öğle vaktinde uşak, ikindi de rast, akşam namazında segah ve yatsıda da hicaz makamında okunur"dedi.

 

Selanın anlamı, tarihçesi ve çeşitlerinden bahseden İl Müftüsü Selami Aydın, konuşmasında şunları söyledi. " Selalar yöreden yöreye farklılık arzedebiliyor. Elazığ'ımızda pazarı pazartesine bağlayan gece, perşembeyi cumaya bağlayan gece ve sabah namazından önce sela verilir. Bayram, cenaze ve sahurdan önce verilen selalar da var. Yurdun değişik yerlerinde değişik şekil ve zamanlarda sela verilmektedir. Harput selası bu yöreye has bir okuyuş şekli ki gerçekten okunduğu zaman insanı çok etkiliyor. Ben Elazığ’a geldiğimde Harput selasını burada dinledim. Burada Elazığ’a has uzun havalar ve hoyratlar var. Harput divanının melodisi ile söylenen Harput selası şekli burada var.  Bu Türk müziğindeki Hüseyni ile Muhayyer makamlarının özelliğini gösteriyor. Muhayyer perdesi ve ondan daha tiz bir perde olan Çargah sesine kadar çıkarak okunan bir seladır"dedi.