BÜTÜN SUÇ DEDELERİMİZDE!
Mal mülk meselesi açılıp da dedesinden şikâyetçi olmayan var mıdır acaba?
Şunu anlamaya çalışıyorum…
Zamanında dedesinin doğru yer
Mal mülk meselesi açılıp da dedesinden şikâyetçi olmayan var mıdır acaba?
Şunu anlamaya çalışıyorum…
Zamanında dedesinin doğru yerde arazi almamasından şikâyetçi olmayan var mı aramızda? Sıklıkla duyarız ya, “Zamanında dedeme filan araziyi vermişler, o gitmiş köyde tarla almış…” şeklinde atalarının yatırım zekâsından şikâyetçi olanları… İşte bu meseleyi anlamaya çalışıyorum.
Bu hayıflanma kıssası üzerinden ara ara hepimiz kendimize Sabancı süsü veririz! Yalansa, yalan deyin!
Dikkat edilirse servet haydigererinde üzüntümüz herhangi bir emeğin zayi olmasına değil, hiçbir öngörüye dayanmayan gayrimenkul yatırımının yapılmamış olmasınadır. Sırf bu mesele bile “Emek” kavramının ülkemizde hiçbir karşılığının olmadığını göstermesi açısından ibretlik bir örnektir.
“Şöyle çalıştım, bu kadar didindim. Ortaya bir ürün koydum. Üretime faydam oldu…”
Diyen var mı? Tık yok.
Peki ne var?
Dedem zamanında filan araziyi almamış!
Senin deden o araziyi alsaydı, arazinin şimdiki sahipleri dedesine aynı şeyi söyleyecekti! Aslında aranızda “nasip” haricinde hiçbir fark yok.
*****
Dedikodu haricinde üretime katkısı olmayan bir toplumun ekonomik kalkınma modelinin dedenin ferasetine duyulan hayıflanmadan geçmesi çok normal. Belli ki deden de senin gibi yatırım öngörüsü yerine kıraathane sohbetlerinde insanların hayatları üzerinde atılan iftiraları ağzına sakız yapmış!
Hadi sen dedenin yatırım zekâsını eleştiriyorsun… Kolayından mirasyedi haydigereri kurmanı anladım. Peki ya senin torunların yarın senin için ne diyecek? Hiç düşündün mü?
-Dedem zamanında ona buna FETÖ’den tutuklanacak diyerek iftira atmak yerine akıllı bir yatırım yapsaymış şimdi belki de büyük bir şirketin başında olacaktım!
-Yok ya, o öyle değil. “Benim dedemin dedesi şu araziyi alsaymış ben şimdi köşeyi dönmüş olacaktım!” Böyle demen lazım.
-Aslında meselenin özü ne biliyor musun? Benim dedemin dedesi, dedemi vicdanlı yetiştirmiş olsaydı bugün hiçbir şekilde servet edinme hayalim olmayacaktı! İyi bir insan olmanın en büyük servet olduğunu bilmiyoruz da ondan konuşuyoruz!
ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ NASIL ELİMİZDEN ALINIR?
Her nerede insanların özgürlükleri kısıtlanıyorsa bu birisi veya birileri daha özgür olsun diye mücadele eden insanlar yüzünden olur!
Toplum fısıldayarak konuşmaya başladıkça birisi veya birilerinin sesi daha gür çıkar…
Toplum korkmaya başladıkça birisi veya birileri daha cesur olur…
Toplumda birey değil de dava esas alındıkça birisi veya birileri kutsanmaya başlar…
*****
Not-1: Bu tespitler mevcut siyasi atmosferden kaynaklı tartışmalardan bağımsız olarak insanoğlunun tarihi tecrübelerinden yapılan gözlem sonucunda ortaya çıkmış, sübjektif değerlendirmelerdir.
Not-2: Sizce not birin sebebi korku mudur, yoksa siyasi safı belli etme kaygısı mıdır?
Not-3: Not ikinin cevabı kaygı ise… Kaygı, korkunun ön aşaması değil midir?
Not-4: Yazıyı bitirmekte fayda var!