BÜROKRASİ FARKI

Ülkemizde icranın başı hükümet ve onun atadıkları bakanlar ve yasama görevini yürüten milletvekilleri olsa da aslında icraatların ve hizmetlerin karar mercii her zaman bakanlıklardaki üst düzey bürokratlar ile genel müdürlük seviyesinde çalışan yöneticiler oluyor.

SİYASİLER TALEP MAKAMINDA

Şehrin sorunlarının çözümü için her ilin milletvekillerinin talep ve ricacı konumda olduklarına dikkat çeken vatandaşlar, siyasilerden giden talepler her ne kadar yine siyasi partiler tarafından atanan bakanlıklarda buluşsa da bir projenin hayata geçirilip geçirilmeyeceğinin son kararını hep ve her zaman bürokratlar vermekte.

BAKAN İSTESE BİLE….

Siyasilerden hatta bakanlardan gelen talepler, eğer ilgili bürokratın genel yatırım, ülkeye fayda, uygulanabilirlik ve verimlilik açısından yeterli ve gerekli görülmediği zaman programa alınmadığı gibi çokça dikkate bile alınmayabiliyor.

Siyasilerin şehirlerine talep ettikleri hizmetler konusunda bakanları ikna etme yerine bürokratları ikna etme gibi ciddi bir görevleri var. Çünkü bürokratlar, sadece bir ilden gelen talepleri incelemiyor. Tüm ülke genelinden taleplerin buluştuğu bakanlıklarda bakanların da bürokratlara karşı değişmez talimatı, ”ben de söylesem siz işinize bakın ve öncelikli projeleri yürütün” şeklinde oluyor.

STADYUM ÖRNEĞİ

Yönetimdeki bu bakış açısının son örneğini de yıkımı geçtiğimiz günlerde yapılan Elazığ Stadyumunda görmekteyiz. Siyasi bir kararla acele  yıkılan stadyumun yerine ilgili bakanlık yeni bir stadyum yapma konusunda çok heveskâr gözükmüyor. Sebebi ise Elazığ’da acil bir ihtiyaç olmamasına rağmen siyasilerin ısrarlı yeni stadyum talepleri….

Siyasilerin talebine sıcak bakmayan bakanlık yıkılan stadyumun yerine yeni bir stadyum yapım ihalesine çıktı ama yeterli ödenek gönderilmediği için yeni stadın 3-4 yıl içinde tamamlanması bile zor gözüküyor.

POLİS OKULU ÖRNEĞİ

Siyasetçi ile bürokrasinin icraat farkını gösteren olumlu örnek ise depreme karşı elverişsiz raporu verildiği için öğrenci alımı gerçekleştirilemeyen Zülfü Ağar Polis Meslek Yüksekokulu oldu.

Bakanlıkta Daire Başkanlığı, Kaymakamlık ve Valilik görevlerinde birbirinden başarılı hizmetlere imza atan ve son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Emniyet Genel Müdürlüğü görevine atanan hemşerimiz Mehmet Aktaş, ilk ziyaretini kurban bayramında ilimize yapmış ve polis okulu binasında incelemelerde bulunmuştu.

ANINDA TALİMAT

Bayram tatilini memleketi Elazığ’da geçiren ve polis okulu binasını ziyaret eden hemşerimiz Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş, izin dönüşü ilgili birimlerle yaptığı toplantıda son durum hakkında bilgi aldıktan sonra “oturulamaz” raporu verilen ve güçlendirilmesi gereken binanın yeniden yapım maliyeti daha az olduğundan yıkılarak yeniden yapılması talimatını verdiği öğrenildi. Bu olay siyasetçi kadar üst düzey bürokratların da özellikle kendi şehirlerinden gelen makul ve mantıklı teklifleri değerlendirerek seri bir şekilde adım attıklarının en somut ve güzel örneği oldu.

SİYASİLERİMİZE DE İLETİLMİŞTİ

Zülfü Ağar Polis okulunun sorunu geçtiğimiz aylarda siyasilerimize iletilmiş hatta yerel basın yayın kuruluşlarımızda haber konusu olmuştu. Bu dönemde hiçbir siyasimizden açıklama gelmezken İlimiz Valisi Çetin Oktay Kaldırım, ” Zülfü Ağar Polis MYO için de ilimizdeki incelemelerimizi sürdürüyoruz. Bu incelemeler sonucunda bu eğitim kurumuzun faaliyetlerini sürdürmesine uygun bir bina bulmamız durumunda buraya taşınmasını sağlamak adına çalışmalar yapılacak. Eğer bu çalışmalarımız kapsamında böyle bir bina bulamaz isek bu takdirde bu okulumuzun yeni bir bina yapılarak buraya taşınmasını sağlayacağız.” ifadelerini kullanmıştı.

Bu açıklamalardan sonra polis okulu için ilimizde kullanılmayan ve atıl durumda olan onlarca bina olmasına rağmen bina bulunamamış ve öğrenci de alınamamıştı. Yeni bir bina içinde herhangi resmi bir işlem başlatılmamıştı.

AĞAR’IN DEVLET ADAMLIĞI

Bu gelişmeler yaşanırken Kanal 23 televizyonun haber programına telefonla katılan eski Adalet ve  İçişleri Bakanı eski Elazığ Milletvekili  Mehmet Ağar, kendisine yöneltilen Zülfü Ağar Polis meslek Yüksekokulunun kendisi ve milletvekili Tolga Ağar’ın şahsi girişimleri ile yeniden yapılacağının hatırlatılması üzerine hiçbir popülizme ve siyasi söyleme girmeden tam bir devlet adamı vasfıyla şu cümleleri kurması onu gönüllerde bir kez daha büyüttü;

 “Geçmişte yurtdışında olduğum zamanda, Rahmetli babamın adı, polis okuluna verildi. Bu da teşkilatımızın bir vefasıdır. Biz de uzun yıllar buraya hizmet verdik. Bu binanın çürük raporu var malum. Tabi buranın yeni bir binayla değiştirilmesi veya bir başka binada bu isimle devam etmesi lazımdı. Bu konuda gerek Bakan Yardımcısı Sayın Sabri Erdil ile teşebbüsümüz olmuştu ama çok şükür genç bir kardeşimiz, Emniyet Genel Müdürü olunca, bu meselenin çözülmesi daha kolay hale geldi. Kendisi de bu konuda görev üstlendi, sağ olsun. Benim bilgim haricinde, hiç söylemeden bu görevi üstlendi. Zaten Elazığlı olmanın ve iyi bir bürokrat olmanın gereği de budur. Kısa zaman içerisinde daha olumlu bir şekle getirecekler. Burada kesin olan bir şey var; Bu okulun devam edeceği. Elbette ki, burada bize bir gayret düşmüyor. Tolga Ağar’ın milletvekili olduğu yerde bize dua ve destek düşer. İhtiyaç olan nokta da biz de orada oluruz. Bize ihtiyaçları olmadan, onlar zaten bu meseleyi çözerler.”

BÜROKRASİ GÜÇLÜ TUTULMALI

Bu örnekler de gösteriyor ki bürokrasi;  siyasilerimizin elini güçlendiren hatta zorlukla geçilecek badirelerin kolaylıkla aşılarak şehre hizmet olarak yansımasını sağlayacak ciddi bir müessesedir. Dolayısıyla siyasilerimizin ileride kendilerine rakip olur endişesini bir kenara bırakarak kendi dönemlerinde yeni eserler ve hizmetler kazandırmak istiyorlarsa Mehmet Ağar örneğinde olduğu gibi hiçbir komplekse kapılmadan Ankara’ya da etkili noktalara bürokrat atamak ve onların hizmetlerini takdir etmeleri kendilerini yüceltecek ve büyütecektir.