Bu Zihniyet mi Yönetecek?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendi ofisinde bir grup gazetecinin sorularını yanıtladı.
Gündeme dair açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, İngiltere merkezli yayın kuruluşu olan BBC Türkçe muhabirinin sorduğu S-400 alımı sorusuna, "Siz devlet olarak bir ittifak içinde yer alıyorsanız o ittifakın öngördüğü kuralları, ben de kendi ülkemde uygulayacağım diye imza atmışsanız, yani söz vermişseniz, devletin namusu olarak söz vermişseniz o ittifakın dışında farklı arayışlara girmek doğru değildir. Etik olarak değildir. Siz NATO ittifakı içindesiniz gayet güzel, savunma sanayimizi de bunun üzerine inşa etmişsiniz gayet güzel, neyse toplantılar NATO toplantıları yapılır vs o toplantılara katılırsınız, toplantıda oy kararları oy birliği ile alınır vs siz ittifakın dışında farklı bir savunma sanayine girerseniz o zaman sorun çıkar, çıkıyor. Nitekim gittiler S-400 aldılar. Şu soruyu sordum, kime karşı kullanacaksınız? Yunanistan’a karşı mı kullanacaksınız? NATO ittifakı içinde. Suriye’ye karşı mı kullanacaksınız? Orası da çok daha güçlü Ruslar var. İran’a karşı mı kullanacaksınız? Kasr-ı Şirin’den bu yana aramızda hiçbir sorun çıkmamış. E kime karşı kullanacaksınız? Rusya’ya karşı mı kullanacaksınız? Zaten silahı size veren o. Niye aldınız, neyin bedeli olarak aldınız, neyin bedelini ödediniz? Bu sorunun yanıtını şu ana kadar almış değiliz."
Bu cümleler; bugün ana muhalefet partisi genel başkanı, muhtemelen de 6’lı masanın Cumhurbaşkanı adayı ve seçilirse Türkiye Cumhuriyeti’nin 13. Cumhurbaşkanı olacak Kılıçdaroğlu’nun cümleleri.
Türkiye gibi stratejik bir konumda ve coğrafyada bulunan, tüm küresel güçlerin desteklediği PKK, PYD, DHKP-C, IŞID gibi terör örgütlerinin sınırlarımızı her zaman tehdit altında tuttuğu bir dönemde Kılıçdaroğlu’nun bizlere Kıbrıs barış harekâtında silah ambargosu koyan NATO’ya güvenmesi ve arkasını bu örgüte dayaması hafıza kaybı değilse bile düpedüz sorumsuzluk.
Büyüklerin “Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-ü salâh." cümlesinin esprisini ve caydırıcı gücünü dahi kavrayamamış bir siyasinin, ülke güvenliği gibi ciddi konulara çok basit ve sorumsuzca yaklaşması, her türlü yıpranmışlığına rağmen Ak Parti’yi ve onun hedeflerini haklı çıkartıyor ve seçmeni bu partiye yönlendiriyor.
Seçim sürecinde benzer birkaç açıklama daha yapılırsa Erdoğan çok rahatlıkla 18 Haziran 2023’te yapılacak seçimlerin galibi olarak yeniden cumhurbaşkanı seçilecek demektir.