Biz Demiştik!

Biz demiştik cümlesinden çok hazzetmediğimizi sık sık yazıyoruz bu köşelerden. Ancak ve ne yazık ki olaylar ve gelişmeler bizleri bu cümleyi kurmaya itiyor.

Biz Demiştik!
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Geçtiğimiz günlerde Hakimiyet’e Göre köşemizde “partilerin ‘en’leri” başlığı ile yapılan bir ankette, her partide sevilen isimlerin kimler olduğunu halka sorulduğunu ve İyi Parti'de Genel Başkan Meral Akşener'in ardından en beğenilen ismin Yavuz Ağıralioğlu olduğunu yazmıştık. 

Bu anketten hareketle de kimse kızmasın, gücenmesin ve komplekse girmesin ama şöyle bir değerlendirme yapmıştık 15 gün öncesinde:  “Ankette en çarpıcı sonuç ise İyi Parti için çıkmış. İyi Parti'de Genel Başkan Meral Akşener'in ardından en beğenilen ismin Yavuz Ağıralioğlu olması, milliyetçi ve muhafazakâr seçmen yerine daha çok liberal seçmene göz kırpan ve merkeze oynayan Akşener için bir tehdit algısı olabilir.”

İşte bizlerin 15 gün önce yazdığı bu tehdit algısı gerçeğe dönüştü ve partide en çok sevilen ikinci adam Yavuz Ağıralioğlu, bizzat Akşener tarafından görevinden alındı.

Türk Dünyası ve Yurt Dışı Türkler Başkanı Yavuz Ağıralioğlu‘nun yerine Rıdvan Uz getirilirken, Ağıralioğlu’na yeni bir görev de verilmedi.

Daha önce Teşkilat Başkanlığı görevini yürüten ve özellikle MHP’den gelen taban üzerinde etkisi olan Koray Aydın da bu görevinden alınarak daha pasif bir görev olan Siyasi İşler Başkanlığı’na atandı.

İl teşkilatları ve delegeler üzerinde baskın bir ağırlığı olan Teşkilat Başkanlığı ise doğrudan Genel Başkan Meral Akşener’e bağlandı. 

Hemşerimiz Cihan Paçacı da daha pasif bir görev olan Kurumsal İlişkiler Başkanlığına atandı.

Akşener bu hamlesi ile hem teşkilatlar üzerinde önemli bir etkisi ve hareket kabiliyeti olan Koray Aydın’ı hem de partide yükselme istidadı gösteren ve tabanın sevdiği Yavuz Ağıralioğlu’nu pasifize etti.

Bu adım, millet ittifakının ve 6’lı masada önümüzdeki aylarda görüşülecek bazı konularda milliyetçi ve muhafazakâr kanadı temsil eden bu isimlerden çıkacak aykırı seslerin kesilmesi için bir siyasi hamle ve ön alma olarak algılandı.

Yine yapılan bu değişimle İyi Parti’nin milliyetçi ve muhafazakâr bir çizgiden uzaklaştırılarak daha liberal ve CHP’ye karşı daha ılımlı bir çizgiye konumlandırma hamlesi olarak yorumlandı.

İyi Parti, bu günden sonra artık ne kadar “biz de ülkücüyüz” diyecek ya da ülkücü oldukları gerekçesi ile MHP’den bu partiye giden samimi insanları nasıl etkileyecek önümüzdeki süreçte göreceğiz. Ancak son değişikliklerle söylenecek olan şudur ki “İyi Parti artık o bildiğimiz İyi Parti değil”