Bir Heyecan, Bir Heyecan…

Bugünlerde, geçmişte bir vesile ile Ak Partide siyaset yapmış, resmi görevler almış ya da yan kuruluş ve birimlerinde gönüllü çalışmış kimi görsek, farklı bir heyecan içinde olduklarına şahit oluyoruz.

Bir Heyecan, Bir Heyecan…
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Biraz muhabbet ve sohbetten sonra, kendilerinin artık farklı partilerle iletişimde olduklarını, yine kendilerine bu partilerden farklı yerlerde görev daveti geldiğini ve bunu ciddi ciddi düşündüklerini  ifade ediyorlar.

Elazığ’ın siyasi parti yapılanmalarına baktığımızda da bu sonucu görüyoruz. Ak Parti’den ayrılan isimlerin kurduğu yeni partiler yanında  İYİ Parti yapılanmasında da ciddi anlamda Ak Parti’de siyaset yapmış isimleri görüyoruz.

Bu yönelimi sadece Ak Parti’nin gerilemeye başlamasıyla izah etmek çok doğru olmaz. Ak Parti’nin çok kolay adam harcama gibi ciddi bir handikabının da etkisini görmezden gelmemek gerekir.

Yeni partilerin, özellikle İyi Parti’nin ciddi bir çıkış yapma ihtimali ve istidadı var. Bu gerçeği gören isimlerin burada yoğunlaşmasını da anlamak gerek. 
Yıllardan beri hizmet ettiği ve birçok fedakârlıkta bulunduğu halde Ak Parti’de gereken değeri ve itibarı görmeyen, buna karşı beş vakit partiye ve lidere hakaret edenlerin el üstünde tutulduğunu gören  isimlerin yeni bir arayışa yönelmesi kadar doğal bir süreç olamaz.

Eğer siz “Bu dava bu kadar mı ucuz?” derseniz ortada bir dava kalmadığını, bu misyonun nasıl kurtlar sofrasına dönüştüğüne  dair onlarca örneğini anlatırlar. 

Siyasete dava gözüyle bakmak ve Erdoğan’ı karşılıksız sevmenin bedeli dışlanmak ve ötekileştirmek olunca bu sonuç da kaçınılmaz olur ve herkes de sonucuna katlanır.