ANAYASA GÖRÜŞMELERİ VE CHP
Meclis yaklaşık bir haftadır yeni anayasa paketi üzerindeki görüşmelerden dolayı aralıksız çalışıyor
Meclis yaklaşık bir haftadır yeni anayasa paketi üzerindeki görüşmelerden dolayı aralıksız çalışıyor. Yeni anaysa paketinin en önemli özelliği partili cumhurbaşkanlığı sistemini getiriyor olması. Yeni sistemde başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı gibi iki başlı yönetim yerine ikisini de bünyesinde barındıran partili cumhurbaşkanlığı sistemi öngörülüyor. Başbakan tüm yetkilerini cumhurbaşkanına devrediyor. Yürütme yetkisi cumhurbaşkanında yasama yetkisi ise mecliste oluyor.
Velhasıl fili olan bir durum yasal bir zemine oturtuluyor. Zaten var olan sistemde de Cumhurbaşkanı Erdoğan yürütmenin başı gibi hareket ediyordu. Bu ülkenin tabii lideri Erdoğan’dır. Binali Yıldırım Erdoğan’ın yardımcısı gibiydi. Belki yeni sistemde Binali Yıldırım da başkan yardımcısı ünvanı ile hizmet etmeye devam edecektir. Yani fiili olarak bi değişiklik olmayacak.
CHP’nin bu kadar itiraz etmesi anlaşılır gibi değil. Bu ülkeye tek çivi çakmamış bir partiden bahsediyoruz. Meclis çalışmalarını sekteye uğratmaya çalışıyorlar. Mecliste kavga çıkararak yasaların geçmesini engelleyeceklerini zannediyorlar. Mecliste verilen kavga görüntüleri ile dünyaya negatif bir görüntü verdiğimizi söylemeliyiz. Burada CHP’li vekiller ne kadar kavgacıysa AK Partili vekillerin de o kadar ılımlı olması gerekiyordu. Verilen görüntüler hiç hoş olmadı. Şimdi kalkmış bir de erken seçim istiyorlar. ‘Yenilen pehlivan güreşe doymazmış’ misali bu CHP’nin durumu. 90 yıldır bu ülkede seçim kazanamamış bir partiden söz ediyoruz. Erdoğan karşısında 15 yılda 15’e yakın seçim kaybettiler hala doymadılar. Hala vazgeçmediler yenilmekten. Diktatörlükle suçladıkları Erdoğan milletin teveccühü ile defalarca sandığa gömdü kendilerini. Ama hala uslanmıyorlar. Tarihlerinde kazandıkları seçimleri de tek parti döneminde kazandılar. O zaman diktatörlük yok muydu? Yoo asla yoktu. Olur mu hiç öyle şey! Nasıl olsa iktidar kendilerindeydi… Ama şimdi iktidar gerçek sahibine, yani halka geçince kuduruyorlar. Tahammül edemiyorlar. Kavga çıkarıyorlar. Ülkenin huzurunu bozmak istiyorlar. Onlar istiyorlar ki bu ülkede iktidar hep CHP’nin elinde olsun. Ama bunu kazanmaktan ziyade verilmiş bir hak olarak görüyorlar. Bunların demokrasiye de inancı yok. Ne oldukları belli değil. Halkı çözüm olarak görmüyorlar. Neden? Çünkü halktan uzaklar. Haklın değerlerine uzaklar. Türk solu bu konuda ilelebet muhalefete mahkûmdur. Kaybetmeye mahkûmdur.
Erdoğan’ın da değindiği güzel bir söz vardı. ‘Türk solu hep geç kalkar, çünkü bir önceki gece çok içmiştir.’ Bunların zihniyetleri bu. Kendi genel başkanları bile bunu kabul etti de vekillere, öyle meyhanelerde sabahlamayın halk ile iç içe olun diye talimat vermedi mi? Ama nerde… Onlar hala AK Parti ve MHP’nin uzlaştığı yeni başkanlık sisteminin ve anayasa maddelerinin meclisten geçmemesi için ellerinden ne geliyorsa yapmaya çalışıyorlar. Gerçi ellerinden de bir şey gelmiyor ya ne diyelim. Ellerinden ancak küfür ve kaba kuvvet geliyor. Onu da yalan beyanatlar ile inkâr etmeye kalkıyorlar. Allahtan teknoloji gelişti de kameralar sayesinde millet kimin sinsice, kdigereşçe arkadan yaklaşıp vurduğunu gördü. Kalın sağlıcakla…