YENİ NESLİN JARGONU
Yeni nesli anlamak birçok açıdan oldukça zor görünüyor
Yeni nesli anlamak birçok açıdan oldukça zor görünüyor. Davranış biçiminden, giyimine, yemesine, içmesine, kullandığı dile kadar birçok farklı yönü olan bir nesille karşı karşıyayız. Yeni neslin kendisini ifade etmek için oluşturduğu jargonu anlamak için zamana bırakmak da esasen yeterli değil. Bir neslin kendisinden sonraki nesille kopuk olduğu en belirgin dönem yaşadığımız bu dönem olsa gerek.
Bir bakıma kuşak çatışması da denilebilecek olan babanın evladı, evladın babayı anlamakta güçlük çektiği bir dönemle karşı karşıyayız. Yeni nesil kendisini ifade ederken eskilerin değer verdiği birçok şeyi görmezden geliyor. Örneğin yeni neslin giyim tarzı oldukça sıradan ve pespaye; kırışık gömlekler, tuhaf yazılı tişörtler, düşük bel pantolonlar, uzun ve sivri burun ayakkabılar… vs. Boyunlarda, elde, kolda ve yüzde tasmayı andıran şıkırtılı takılar… Yemek alışkanlığı tamamen fastfood kültürüne endeksli bir beslenme tarzı. Köftecilerden ibaret mayonezli, ketçaplı ekmek arası köfte veya hamburger hayatı…
Davranış biçimleri derseniz tamamen yabancılara endeksli bir davranış biçimi. Garip garip hareketler, tuhaf fiziksel ritimler ve mimikler, pervasızlık ve saygısızlıklar , ulu orta kahkahalar vs.
Bütün bunlara bir de yeni neslin kullandığı dil de eklendi. Zaten bozuk bir Türkçe kullanılıyordu, şimdilerde bir de buna anlaşılmaz bir Türkçe eklendi. Örneğin yeni nesil jargonunda bir cümle var 'kendine iyi bak . Ne kadar abes ve saçma bir iyi dilek temennisi. Ne demek 'kendine iyi bak'? Karşı taraf söylemese kişi sanki kendisine kötü bakacak. Hem kişinin kendisine iyi bakması nasıl olacak. Aynada mı kendisine iyi bakacak? Yoksa başka bir manası mı var, esasen çok da açık değil. Kişi kendisine lazım olduğu için mi, ondan yararlanmayı düşündüğü için mi karşıdaki şahsa ' kendine iyi bak' diyor. Kişi kendisinin kıymetini en iyi bilendir. Bir kişi böyle bir temennide bulunuyorsa 'sen bana menfaatim için lazımsın' demek istiyor da olabilir. Bu bakımdan yeni neslin kullandığı dili anlamak ilk etapta mümkün olmayabiliyor.
Bunun yanında yeni nesil bir de herkese 'hoca ' diye hitap ediyor. Bu sesleniş biçimi de eskilere göre oldukça abes ve saçma bir seslenme biçimi. Malum hoca kelimesi Farsça bir kelime olup Hevace'den gelmektedir. Okunuş biçimi Hace'dir. Bizim dilimizde de hoca , alim, bilgin anlamlarına gelir. Bu gün yüklendiği mana itibariyle de öğretmen, birine bir şeyler öğreten kişi anlamına gelmektedir. Peki hoca kelimesi anlam itibariyle bu kadar prestijli bir kelimeyken nasıl sıradan ve insanların birbirine seslenme edatı olarak kullandıkları bir kelime olarak kullanılmaya başlandı. Yeni nesil birçok şeyi bir anlamda tabu gibi anlayarak onu yıktığını düşündüğünden olsa gerek birçok konuda aykırı davranarak özgürleştiğini sanmaktadır. Oysa yeni nesil ortaya koyduğu tarzla oldukça itici olduğunun farkına varmalıdır. Eskilere ait olduğu için terk etmeye çalıştığı birçok argümanın esasında kültürün bir parçası olduğunun bilincinde olması gerektiğini düşünüyoruz. Kendilerinin oluşturduğu bu süreç, yozlaşmayı da beraberinde getirerek kendi evlatlarının da kendilerini anlayamadığı bir noktaya doğru sürükleyecektir. O zaman da Anadolu insanı önemli bir yara almış olacaktır.
Yeni neslin bu tarz davranış biçiminden kimler sorumlu diye baktığımızda başta aileler sonra da eğitim kurumlarındaki görevlilerin sorumlu olduklarını görüyoruz. Aileler ne yazık ki çocuklarını yeterince kontrol etmiyorlar. Eğitim kurumlarındaki öğretmen, idareci ve üniversitelerdeki akademisyenler de yeterli eğitimi veremiyorlar. Hal böyle olunca gençler birbirlerinden etkilenerek kendi jargonlarını oluşturuyorlar.
Bu gidişle gençler birkaç nesil sonra birbirleriyle de anlaşamayacaklar. Önerimiz gençleri de kırıp dökmeden üzmeden hem aileler kendilerini hem de eğitim sistemini uygulayanların kendilerini gözden geçirerek daha ciddi ve daha bilinçli bir eğitime yönelmeleri olacaktır.
Bir bakıma kuşak çatışması da denilebilecek olan babanın evladı, evladın babayı anlamakta güçlük çektiği bir dönemle karşı karşıyayız. Yeni nesil kendisini ifade ederken eskilerin değer verdiği birçok şeyi görmezden geliyor. Örneğin yeni neslin giyim tarzı oldukça sıradan ve pespaye; kırışık gömlekler, tuhaf yazılı tişörtler, düşük bel pantolonlar, uzun ve sivri burun ayakkabılar… vs. Boyunlarda, elde, kolda ve yüzde tasmayı andıran şıkırtılı takılar… Yemek alışkanlığı tamamen fastfood kültürüne endeksli bir beslenme tarzı. Köftecilerden ibaret mayonezli, ketçaplı ekmek arası köfte veya hamburger hayatı…
Davranış biçimleri derseniz tamamen yabancılara endeksli bir davranış biçimi. Garip garip hareketler, tuhaf fiziksel ritimler ve mimikler, pervasızlık ve saygısızlıklar , ulu orta kahkahalar vs.
Bütün bunlara bir de yeni neslin kullandığı dil de eklendi. Zaten bozuk bir Türkçe kullanılıyordu, şimdilerde bir de buna anlaşılmaz bir Türkçe eklendi. Örneğin yeni nesil jargonunda bir cümle var 'kendine iyi bak . Ne kadar abes ve saçma bir iyi dilek temennisi. Ne demek 'kendine iyi bak'? Karşı taraf söylemese kişi sanki kendisine kötü bakacak. Hem kişinin kendisine iyi bakması nasıl olacak. Aynada mı kendisine iyi bakacak? Yoksa başka bir manası mı var, esasen çok da açık değil. Kişi kendisine lazım olduğu için mi, ondan yararlanmayı düşündüğü için mi karşıdaki şahsa ' kendine iyi bak' diyor. Kişi kendisinin kıymetini en iyi bilendir. Bir kişi böyle bir temennide bulunuyorsa 'sen bana menfaatim için lazımsın' demek istiyor da olabilir. Bu bakımdan yeni neslin kullandığı dili anlamak ilk etapta mümkün olmayabiliyor.
Bunun yanında yeni nesil bir de herkese 'hoca ' diye hitap ediyor. Bu sesleniş biçimi de eskilere göre oldukça abes ve saçma bir seslenme biçimi. Malum hoca kelimesi Farsça bir kelime olup Hevace'den gelmektedir. Okunuş biçimi Hace'dir. Bizim dilimizde de hoca , alim, bilgin anlamlarına gelir. Bu gün yüklendiği mana itibariyle de öğretmen, birine bir şeyler öğreten kişi anlamına gelmektedir. Peki hoca kelimesi anlam itibariyle bu kadar prestijli bir kelimeyken nasıl sıradan ve insanların birbirine seslenme edatı olarak kullandıkları bir kelime olarak kullanılmaya başlandı. Yeni nesil birçok şeyi bir anlamda tabu gibi anlayarak onu yıktığını düşündüğünden olsa gerek birçok konuda aykırı davranarak özgürleştiğini sanmaktadır. Oysa yeni nesil ortaya koyduğu tarzla oldukça itici olduğunun farkına varmalıdır. Eskilere ait olduğu için terk etmeye çalıştığı birçok argümanın esasında kültürün bir parçası olduğunun bilincinde olması gerektiğini düşünüyoruz. Kendilerinin oluşturduğu bu süreç, yozlaşmayı da beraberinde getirerek kendi evlatlarının da kendilerini anlayamadığı bir noktaya doğru sürükleyecektir. O zaman da Anadolu insanı önemli bir yara almış olacaktır.
Yeni neslin bu tarz davranış biçiminden kimler sorumlu diye baktığımızda başta aileler sonra da eğitim kurumlarındaki görevlilerin sorumlu olduklarını görüyoruz. Aileler ne yazık ki çocuklarını yeterince kontrol etmiyorlar. Eğitim kurumlarındaki öğretmen, idareci ve üniversitelerdeki akademisyenler de yeterli eğitimi veremiyorlar. Hal böyle olunca gençler birbirlerinden etkilenerek kendi jargonlarını oluşturuyorlar.
Bu gidişle gençler birkaç nesil sonra birbirleriyle de anlaşamayacaklar. Önerimiz gençleri de kırıp dökmeden üzmeden hem aileler kendilerini hem de eğitim sistemini uygulayanların kendilerini gözden geçirerek daha ciddi ve daha bilinçli bir eğitime yönelmeleri olacaktır.