Ruberu eğitim!
Salgınla birlikte yaşantımızda en büyük dertlerimizden biri çocuklarımızın sekteye uğrayan eğitim hayatı oldu. Uzaktan eğitimlerle mesafe alınmaya çalışılsa da elbetteki ne yeterli geldi ne de kâfi olabildi.
Öğrencilerin "ev okul" macerası düşe kalka devam etti deyim yerindeyse... Çünkü ekonomik yetersizliklerden dolayı binlerce öğrenci, online eğitime hiç katılamadı. Katılanların birçoğu ise düzenli olarak sürdüremedi. Elbette kendi imkanlarıyla derslerine çalışmaya çalışanlar oldu ama, ne öğrenciler ne öğretmenler ne de aileler memnun değillerdi hallerinden...
Ülkemizin gündeminde eğitim hayatımız sık sık dile getirildi. Televizyon programlarında da sık sık tartışılan, öneriler sunulan fakat yüz yüze eğitimin başlamasıyla ilgili nihai bir karara varılmıştı.
Oysaki eğitim toplumların şah damarıdır adeta!
Neyse ki muştu gibi beklediğimiz yüz yüze eğitim haberi bugün itibariyle Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından geldi. Selçuk "15 Şubat'tan itibaren toplumun, ailelerin, annelerin, babaların, çocukların durumuna baktığımızda okulların artık mümkün olduğu kadar daha yüksek bir kapasiteyle açılması gerektiği noktasında bir kararlılığımız var."
Bu haberle her halükarda yüz yüze eğitimin kat'î suretle gerçekleşeceğini anlamış olduk. Belki yarı zamanlı belki günde üç saatten oluşan dönüşümlü eğitim modeli ile belki de tastamam eski normalle öğrenciler ve öğretmenler okullarında buluşacaklar.
Bu haberle Cumhurbaşkanımızın siyasilere yönelik “ruberu” talimatı eğitim hayatında da karşılık buldu. Ne büyük bahtiyarlık ne büyük mutluluk eğitim camiamızın her bir ferdi için...
15 Şubat'tan sonra "Nerede kalmıştık çocuklar" deyip coşkuyla, özlemle , atik çevik, zeki ve pratik bir şekilde eksiklikler giderilmeye başlanacak artık!..
Bu gelişmede Cumhurbaşkanımızın ve Milli Eğitim Bakanımızın feraseti yadsınamaz bir gerçek olmakla beraber sanki biraz da Nagehan Alçı etkili olmuş gibi...
Alçı, köşesinde öğretmenler ve öğrencilerin, uzaktan eğitim döneminde rahatlığa alıştığını yazmış ardından vaveyla kopmuştu. Şükürler olsun ki!..
Bununla da yetinmeyen Alçı;
"Ne sınav var ne sağlıklı bir kontrol''
"Hele Anadolu'da, köylerdeki durumu unutun! Ama öğretmenler de öğrenciler de okulsuzluğa, rahata alıştı sanki" sözleriyle fitili ateşlemişti. Bu sayede ülkemizin kaosa dönen eğitim hayatı yeniden yön bulup “ruberu” eğitim kararlılığı ortaya çıktı. Yüzlerce eleştiriye maruz kalan Alçı, bu çıkışıyla şimdi de övgüye mazhar oldu gibi. E yani şimdi iyi ki varsın Nagehan demeyelim mi?