LÜTFEN DÜRÜST OLUN
Anayasa değişiklikleri sırasında çıkan tartışmaları takip etmişsinizdir
Anayasa değişiklikleri sırasında çıkan tartışmaları takip etmişsinizdir. Muhalefet istenilen değişikliklerin geçmesi halinde diktatörlüğün geleceğini iddia ediyor.
Demek ki diktatörlüğe ilişkin iddialarının hepsi demagojiden ibaretmiş. Zira diktatörlük zaten varsa Anayasa değişikliğine ne gerek var? Yoksa, şimdiye kadar diktatörlük çığırtkanlığı yaparken hiç yüzünüz kızarmıyor muydu?
Ak Parti'nin Anayasa değişikliğini savunurken ileri sürdüğü argümanlarda canımın çok sıkıyor sevgili okur. Nasıl mı?
Her gün yeni değişikliğin 1921 ve 1924 Anayasalarında var olduğu savunuluyor. Atatürk'ten ve İnönü'den örnekler veriliyor…
Yani bütün amaç 90 yıl geriye gitmek mi?
Hadi geriye de gidilebilir, itirazım yok. Peki tüm siyasal yaşantınız boyunca niye tek parti dönemini eleştirdiniz? Hani bütün kötülüklerin altında kurucu felsefe yatıyordu?
Şimdi bana Atatürk'ten ve İnönü'den çok haz ettiğinizi iddia etmeyin! Biz kırk kişiyiz, birbirimizi biliriz da…
Anketlere göre toplumun %78'i yeni Anayasa hakkında bilgi sahibi değilmiş. Tahmin edilen sonuç. Sürpriz değil.
Ama Anayasa değişikliğini isteyenlerle karşı olanların sayısını üç aşağı beş yukarı tahmin edebiliyoruz. Artı/eksi %50'ler civarında!
Sebep?
Bazılarımız iktidarı destekliyoruz diye Anayasa değişikliğine evet diyoruz, bazılarımız da iktidardan haz etmiyoruz diye karşı çıkıyoruz. Ama sadece %22'mizin değişiklikler hakkında fikri/bilgisi var.
Ne entelektüel bir toplum ama!
Neyse…
Sevgili Ak Partililer, lütfen bana tek parti dönemini örnek vererek gelmeyin. Saf olabilirim ama kesin olarak salak değilim!
Dürüst olalım, samimi olalım…
RESMEN MAYMUNA DÖNDÜM
Beni yine savcılığa şikyet ettiler sevgili okur!
Bu seferde, gazetecilikte duayen, örnek, fevkaladenin fevkinde kalemi olan, Fırat Gazetesi Genel Yayın yönetmeni Erhan Dabak savcılığa koşmuş.
Ne demiş, beni ne ile suçlamış, bilmiyorum. Hangi yazıma alınmış, hiç anlamadım. Hal bu ki, kendisi hakkında yazı yazdığımı hatırlamıyorum! Allah Allah!
Uzak olsun, Allah vere de idamımı istememiş ola! Daha kızım küçük. Erhan Dabak onu babasız koymak istemez herhalde!
Daha önce de Murat Erdoğan savcılığa vermişti beni.
Canları sağ olsun. Bana da çok saldırı oldu. Kimseyi savcılığa gidip şikyet etmedim. Prensip gereği aile şerefime, namusuma dil uzatmayanı şikyet etmiyorum. Şükür böyle bir şey de yaşamadım.
Bu arkadaşlar belli ki ulusal basını hiç okumuyorlar. Orada kişilerin nasıl en ağır şekilde eleştirildiğinden haberleri yok. Daha doğrusu, herhangi bir şey okudukları yönünde şüphelerim var desem… Yine savcılığa gidecekler.
Yok yok, demiyorum. Vdigerahi bakın, demedim!
Neyse…
Şöhret olmak kolay değildir. Hem kamuoyunun önünde olmaya can atacaksınız, hem de en ufak meselede soluğu savcılıkta alacaksınız. Yok öyle, hazmetmeyi öğreneceksiniz.
Hadi Murat Erdoğan neyse. Yanlış yaptı ama diyelim ki medyanın kurdigerarını çok iyi bilmiyor…
Erhan Dabak, elinde kalemin var. Gücün yetiyorsa yazsana! İnternet sitenin spor sayfasını resmen şahsi albümüm yapmışsın. Neredeyse benden başka fotoğraf yok. Yaz. Hadi…
Sevgili okur, beni resmen maymuna çevirdiler! (Kendime maymun dedim bak! Sonra anlamaz savcılığa falan gidersin! Vdigerahi üzülürüm.)
Söyleyecek sözü olmayan savcılığa koşuyor…
Tanıdığınız iyi bir avukat var mı?
Demek ki diktatörlüğe ilişkin iddialarının hepsi demagojiden ibaretmiş. Zira diktatörlük zaten varsa Anayasa değişikliğine ne gerek var? Yoksa, şimdiye kadar diktatörlük çığırtkanlığı yaparken hiç yüzünüz kızarmıyor muydu?
Ak Parti'nin Anayasa değişikliğini savunurken ileri sürdüğü argümanlarda canımın çok sıkıyor sevgili okur. Nasıl mı?
Her gün yeni değişikliğin 1921 ve 1924 Anayasalarında var olduğu savunuluyor. Atatürk'ten ve İnönü'den örnekler veriliyor…
Yani bütün amaç 90 yıl geriye gitmek mi?
Hadi geriye de gidilebilir, itirazım yok. Peki tüm siyasal yaşantınız boyunca niye tek parti dönemini eleştirdiniz? Hani bütün kötülüklerin altında kurucu felsefe yatıyordu?
Şimdi bana Atatürk'ten ve İnönü'den çok haz ettiğinizi iddia etmeyin! Biz kırk kişiyiz, birbirimizi biliriz da…
Anketlere göre toplumun %78'i yeni Anayasa hakkında bilgi sahibi değilmiş. Tahmin edilen sonuç. Sürpriz değil.
Ama Anayasa değişikliğini isteyenlerle karşı olanların sayısını üç aşağı beş yukarı tahmin edebiliyoruz. Artı/eksi %50'ler civarında!
Sebep?
Bazılarımız iktidarı destekliyoruz diye Anayasa değişikliğine evet diyoruz, bazılarımız da iktidardan haz etmiyoruz diye karşı çıkıyoruz. Ama sadece %22'mizin değişiklikler hakkında fikri/bilgisi var.
Ne entelektüel bir toplum ama!
Neyse…
Sevgili Ak Partililer, lütfen bana tek parti dönemini örnek vererek gelmeyin. Saf olabilirim ama kesin olarak salak değilim!
Dürüst olalım, samimi olalım…
RESMEN MAYMUNA DÖNDÜM
Beni yine savcılığa şikyet ettiler sevgili okur!
Bu seferde, gazetecilikte duayen, örnek, fevkaladenin fevkinde kalemi olan, Fırat Gazetesi Genel Yayın yönetmeni Erhan Dabak savcılığa koşmuş.
Ne demiş, beni ne ile suçlamış, bilmiyorum. Hangi yazıma alınmış, hiç anlamadım. Hal bu ki, kendisi hakkında yazı yazdığımı hatırlamıyorum! Allah Allah!
Uzak olsun, Allah vere de idamımı istememiş ola! Daha kızım küçük. Erhan Dabak onu babasız koymak istemez herhalde!
Daha önce de Murat Erdoğan savcılığa vermişti beni.
Canları sağ olsun. Bana da çok saldırı oldu. Kimseyi savcılığa gidip şikyet etmedim. Prensip gereği aile şerefime, namusuma dil uzatmayanı şikyet etmiyorum. Şükür böyle bir şey de yaşamadım.
Bu arkadaşlar belli ki ulusal basını hiç okumuyorlar. Orada kişilerin nasıl en ağır şekilde eleştirildiğinden haberleri yok. Daha doğrusu, herhangi bir şey okudukları yönünde şüphelerim var desem… Yine savcılığa gidecekler.
Yok yok, demiyorum. Vdigerahi bakın, demedim!
Neyse…
Şöhret olmak kolay değildir. Hem kamuoyunun önünde olmaya can atacaksınız, hem de en ufak meselede soluğu savcılıkta alacaksınız. Yok öyle, hazmetmeyi öğreneceksiniz.
Hadi Murat Erdoğan neyse. Yanlış yaptı ama diyelim ki medyanın kurdigerarını çok iyi bilmiyor…
Erhan Dabak, elinde kalemin var. Gücün yetiyorsa yazsana! İnternet sitenin spor sayfasını resmen şahsi albümüm yapmışsın. Neredeyse benden başka fotoğraf yok. Yaz. Hadi…
Sevgili okur, beni resmen maymuna çevirdiler! (Kendime maymun dedim bak! Sonra anlamaz savcılığa falan gidersin! Vdigerahi üzülürüm.)
Söyleyecek sözü olmayan savcılığa koşuyor…
Tanıdığınız iyi bir avukat var mı?