İKİ YAŞAM ARASINDA KALANLAR
Suriyeli çocuklar ve kadınlar, kelimelerle tarif edilemeyecek acılar yaşadılar ve yaşamaya devam ediyorlar
Suriyeli çocuklar ve kadınlar, kelimelerle tarif edilemeyecek acılar yaşadılar ve yaşamaya devam ediyorlar. Suriye'den ilimize ve ülkemize gelmiş olan vatandaşların zor dönemlerinde sahip çıkmamız gereken komşularımız ve kardeşlerimiz olduğunu unutmayalım. İnsani boyutu ve dramları ağır basan mülteci kavramlarının içinin doldurulması, karşılaşılan sorunun devasa boyutu nedeniyle ulusal hukuk sistemlerinin ve tek bir ülkenin değil, uluslararası toplumun ve uluslararası hukuk sisteminin üzerine düşen bir görev olmuştur.
Elazığ'da Aksaray ve Hicret mahdigerelerinde yaşamlarını devam ettirmeye çalışan mülteci kardeşlerimizin desteğe ihtiyaçları var.Mahdigerede başta Suriyeliler olmak üzere çok sayıda Iraklı ve Türkmen sığınmacı aile yaşıyor.Hepsinin de yardımsever insanlara ihtiyaçları var.Özellikle çocuk ve kadınların.
Suriye'deki savaşın yaşamlarına etkileri anlatılır gibi değil.Sığınmacılardan Mustafa Müslim yaşadıkları sıkıntıları birkaç cümleyle özetlemeye çalıştı:''Öncelikle yaşadığımız toprakları terk etmek zorunda kaldık. İşimizden gücümüzden olduk. Bir işte çalışmak artık daha zor. Göç yaşamlarımızın bir parçası haline geldi. Gıda ve sağlık sıkıntısını çok yoğun yaşadık. Yaşamak için ihtiyacımız olan her şey karaborsaya düştü. Bu olanlar yüzünden Türkiye'ye geçişler başladı. Yaşamlarımız gerçek anlamda çekilmez hale geldi. Düşünün ki doğup büyüdüğünüz coğrafyayı terk edip bilmediğiniz bir ülkenin şehirlerinde yaşamaya çabalıyorsunuz.Bu kişiler silahlı çatışmadan veya zulümden kaçmak için doğup büyüdükleri toprakları terk etmek ve yaşamlarına hiç bilmedikleri, dillerini bile konuşamadıkları başka ülkelerde yaşamlarına devam etmek zorunda kalmışlar.Biz diğer Suriyeli ailelere nazaran daha şanslı hissediyoruz kendimizi. Bulunduğumuz bu yerde yani Elazığ da böyle bir sorunla karşılaşmadık. Buradaki aileler önceleri bizden çekiniyor ve tedirgin oluyorlardı. Zaman geçtikçe birbirimize ısınmaya başladık. Hatta bizlere yardım etmeye bile başladılar. Eksiklerimiz soruluyor. Belediyemiz, Valiliğimiz bu konuda duyarlılar. Sadece Türkçeyi bilmediğimiz için zorluk yaşıyoruz. Çocuklarımıza Türkçe dersi verenler var öğrenmeye çalışıyorlar. Yavaş yavaş öğreneceğiz. Hemen hemen hepimiz okumuş insanlarız elimizde mesleğimiz var ama işe giremiyoruz. Girsekte problemler yaşıyoruz. Evlerimizin kirası çok yüksek daha uygun fiyat olsa daha iyi olur.Sonuçta bizim bir gelirimiz yok.Ailelerimiz oldukça kalabalık yaşlılarımız var, bebeklerimiz var, hastalarımız var.İnşdigerah herşey düzelir.Allah yardımcımız olsun.''
Elazığ'da Aksaray ve Hicret mahdigerelerinde yaşamlarını devam ettirmeye çalışan mülteci kardeşlerimizin desteğe ihtiyaçları var.Mahdigerede başta Suriyeliler olmak üzere çok sayıda Iraklı ve Türkmen sığınmacı aile yaşıyor.Hepsinin de yardımsever insanlara ihtiyaçları var.Özellikle çocuk ve kadınların.
Suriye'deki savaşın yaşamlarına etkileri anlatılır gibi değil.Sığınmacılardan Mustafa Müslim yaşadıkları sıkıntıları birkaç cümleyle özetlemeye çalıştı:''Öncelikle yaşadığımız toprakları terk etmek zorunda kaldık. İşimizden gücümüzden olduk. Bir işte çalışmak artık daha zor. Göç yaşamlarımızın bir parçası haline geldi. Gıda ve sağlık sıkıntısını çok yoğun yaşadık. Yaşamak için ihtiyacımız olan her şey karaborsaya düştü. Bu olanlar yüzünden Türkiye'ye geçişler başladı. Yaşamlarımız gerçek anlamda çekilmez hale geldi. Düşünün ki doğup büyüdüğünüz coğrafyayı terk edip bilmediğiniz bir ülkenin şehirlerinde yaşamaya çabalıyorsunuz.Bu kişiler silahlı çatışmadan veya zulümden kaçmak için doğup büyüdükleri toprakları terk etmek ve yaşamlarına hiç bilmedikleri, dillerini bile konuşamadıkları başka ülkelerde yaşamlarına devam etmek zorunda kalmışlar.Biz diğer Suriyeli ailelere nazaran daha şanslı hissediyoruz kendimizi. Bulunduğumuz bu yerde yani Elazığ da böyle bir sorunla karşılaşmadık. Buradaki aileler önceleri bizden çekiniyor ve tedirgin oluyorlardı. Zaman geçtikçe birbirimize ısınmaya başladık. Hatta bizlere yardım etmeye bile başladılar. Eksiklerimiz soruluyor. Belediyemiz, Valiliğimiz bu konuda duyarlılar. Sadece Türkçeyi bilmediğimiz için zorluk yaşıyoruz. Çocuklarımıza Türkçe dersi verenler var öğrenmeye çalışıyorlar. Yavaş yavaş öğreneceğiz. Hemen hemen hepimiz okumuş insanlarız elimizde mesleğimiz var ama işe giremiyoruz. Girsekte problemler yaşıyoruz. Evlerimizin kirası çok yüksek daha uygun fiyat olsa daha iyi olur.Sonuçta bizim bir gelirimiz yok.Ailelerimiz oldukça kalabalık yaşlılarımız var, bebeklerimiz var, hastalarımız var.İnşdigerah herşey düzelir.Allah yardımcımız olsun.''