CEVAP ARAYAN SORULAR
24 OCAK DEPREMİNDEN SONRA TÜM KURUMLARIN ANINDA HAREKETE GEÇMESİYLE OLUMSUZLUKLARIN GİDERİLMESİ SAĞLANDI ANCAK KENTSEL DÖNÜŞÜM VE HASARLI EVLER İLE İLGİLİ UYGULANACAK YÖNTEM VE ŞARTLARI İLE İLGİLİ BİLGİ KİRLİLİĞİ DEVAM EDİYOR
24 Ocak depreminden sonra devletin kurum ve kuruluşları, STK ve gönüllü hemşerilerimizin destekleriyle birçok olumsuzluk giderildi. İlk etapta kurulan çadırlarda kalan vatandaşlar ısınma problemi olmayan yurt, pansiyon, otel ve diğer kamu binalarına yerleştirildiler. Konteyner kent kurulacak bölgelerdeki altyapı hizmetleri tamamlandı ve yerleştirme işlemlerine başlandı.
BAKAN KURUM'UN İSTİŞARE VE BİLGİLENDİRME TOPLANTILARI
Depremden sonra şehrin en büyük kentsel dönüşüm çalışmalarının başlatılacağını ifade eden Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, hem TOKİ tarafından uygulanacak projeler hakkında halkı bilgilendirmek hem de halkta oluşan beklentileri ve onların da görüş ve önerilerini almak amacıyla mahalle toplantılarını sürdürüyor.
TOKİ tarafından uygulanacak projelerle ilgili bilgilendirme yapan ve vatandaşlara görsellerini sunan Bakan Kurum, dönüşümle ilgili kendi hassasiyetleri ile vatandaşlardan gelen talepleri harmanlayarak yeni Elazığ kurmak için çalıştıklarını ifade ediyor.
GENEL TABLO NE?
Afet Koordinasyon Merkezinin ilk etapta yapacağı çalışmalar ve yardımlar genelde sorunsuz bir şekilde yapıldı ve belirli bir sistematiğe oturtuldu. Acil olarak barınma, psikolojik destek ve birçok alanda karşılanan ihtiyaçlardan sonra sıra yıkılan ya da hasarlı olan binaların dönüştürülmesine geldi.
Şehrin yeniden yapılandırılması ve kentsel dönüşüm kapsamında inşa edilmesi sürecini yürüten Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ise sahadaki hasar tespit çalışmasını sonlandırdı. Şehrin hasarlı ya da hasarsız bina karnesi çıktı. Bu tabloya göre ilimizde 263 yıkık, 7 bin 698 ağır hasarlı, 1.540 orta hasarlı bina, 558 acil yıkılacak bina bulunuyor. Toplamda; yıkık, acil yıkılacak, ağır hasarlı bina sayısının 8 bin 519, bağımsız bölüm sayısı ise 19 bin 821.
CEVAPSIZ SORULAR
İlimizde deprem sonrası oluşan bina durumuna dikkatlice bakılırsa önümüzdeki günlerin en önemli konusu kentsel dönüşüm olacak. Bu sürecin, depremde ilk etapta yıkılan bölgelerde TOKİ tarafından yapılan projelerle hayata geçirilme süreci başladı ancak bu konularda vatandaşın kafasında cevap bekleyen bir yığın soru var. İşte vatandaşın cevap beklediği sorulardan birkaçı.
1-Deprem sonrası yapılan denetimler sonucu ağır hasarlı, orta hasarlı, az hasarlı ya da hasarlı kelimelerinin ne anlama geldiği net olarak açıklanmalı ve bu konuda afet koordinasyon merkezi irtibat bürosunda teknik elemanlar bulundurulmalı. Ayrıca basın yayın organlarında bu konu yetkili ağızlarca izah edilmeli.
2-Tespit tutanağından orta ya da hafif hasarlı yazan binaların hangi işleme tabi tutulacağı, güçlendirme yapmayıp da yıkıp yapmak isteyen vatandaşlara hangi desteğin verileceği.
3- Güçlendirme desteğini alan bir vatandaş bu parayı binayı yeniden yapma işinde kullanılabilecek mi?
4- Evleri yıkılarak yerine 120 bin TL iki yıl ödemesiz 18 yıl faizsiz geri ödemeli kredi verilen şahısların hepsi kendi evlerinin yerinde yapılacak evlerden talep ederse bu alanda yapılan konut sayısı yeterli olacak mı?
5- Evleri yıkılan vatandaşların arsası üzerinde yapılacak yeni binaların arsa bedeli ve üzerindeki bina değeri nasıl ve hangi kriterler esas alınacak.
6- Eski evi kaç metrekare olursa olsun yeni evlerin metrekareleri standart olacak. Bu konuda eski binaların metrekare farkı ile ilgili özel bir hesaplama yapılacak mı?
7- Depremde vatandaşın kaç evi olursa olsun sadece bir tanesi için hak kazanıyor. Diğer evlerle ilgili bir talebi olamayacağı ifade ediliyor. Bu doğru ise bir hak kaybı ve mağduriyet doğurmayacak mı?
8- İşyerlerinin de depremden kaynaklı hak iddia edemeyecekleri ifade ediliyor. Dönüşümle ilgili desteklerin sadece konuta verileceği belirtiliyor. Bu konuda nasıl bir çalışma yürütülecek. İşyeri ve ekmek teknesi yıkılan ya da ağır hasarlı olan esnaflarımız nasıl geçinecekler.
9- Vatandaştan yıkılmış da olsa ağır hasarlı da olsa eski evini ve arsası alınıyor ve kendi evi kendisine uzun vadeli kredilerle de olsa bir nevi satılıyor ve hatta arada oluşan farkı da üzerine koyarak ödüyor. Bu sistemde devletimizin reel olarak vatandaşa olan destek ve katkısı nedir?
10- Vatandaşın TOKİ'den bağımsız binalarını dönüştürme şansı ve imknı var mı? Devletin 120 bin TL uzun vadeli kredi desteği bu vatandaşlar için de geçerli mi?
11- Ada bazlı kentsel dönüşümlerde aynı adada ağır hasarlı, orta hasarlı ve az hasarlı binalar varsa dönüşüm nasıl olacak. Adanın tümü mü yenilenecek ya da birkaç parselin birleştirilmesi ile yapılacak dönüşüme izin verilecek mi?
12- Depremin sıcaklığı ve duyarlılığı ile kat yüksekliklerinde de bir beklenti hkim. Zemin artı 5 ile yapılacak dönüşümlerde vatandaşa da devlete de daha çok maddi yük bineceğinden bazı bölgelerde kat sayıları artırılamaz mı?
13- Tüm bu sorunlarla halkın beklentileri ve önerileri ile ilgili bir saha araştırılması yapıldı mı? Dara ve zora düşen vatandaşlar bugünlerde önüne konan proje ve uygulamalara evet dese de birkaç ay sonra hem vatandaşın hem de yetkililerin 'keşke böyle yapılsaydı' dememesi için her kesimden öneriler alınıp değerlendiriliyor mu?
KIRK ÖLÇÜP BİR BİÇMELİYİZ
Yeni bir Elazığ'ın inşa edilme sürecinde yıkılan ve evsiz kalan hemşerilerimizin evlerinin bir an önce tamamlanıp hak sahiplerine verilmesinin doğru bir adım olduğuna dikkat çeken uzmanlar, ancak şehrin genelinde uygulanacak imar politikalarında arsa stok durumu, halkın kendi mahallesi dışına çıkmak istememesi, dönüşüm yapılırken zaten ekonomik sıkıntı çeken halka yeni maddi külfetler gelmemesi, arazinin ve zeminin durumuna göre farlı bölgelere farklı imar verilmesi, 8-10 kat gibi binaların yapılmasına soğuk bakılmaması gerektiğini ifade ediyorlar.
KENDİ MECRASINDA GİDECEK BİR SİSTEM
Şehrin birçok mahallesinde verilen hasar kaydı ne olursa olsun 2000 yılı öncesinde yapılan tüm binaların dönüştürülmesi fikrinin ağır bastığına dikkat çeken uzmanlar, bu sürecin sağlıklı, kendini amorti eden ve kat sahipleri ile müteahhitler arasındaki pazarlık hakkının vatandaştan yana oluşacak bir sistematiğe kavuşturulması gerektiğini ifade ediyorlar.
Kendi kendini besleyen ve devletten çok da destek ve kredi alması gerektirmeyecek bir sürecin imarla mümkün olacağını belirten vatandaşlar, bu işlemler yapıldığı takdirde şehirde kendi mecrasında giden ve devlete de büyük yük getirmeyen bir dönüşüm yaşanacağını ifade ediyorlar.
BAKAN KURUM'UN İSTİŞARE VE BİLGİLENDİRME TOPLANTILARI
Depremden sonra şehrin en büyük kentsel dönüşüm çalışmalarının başlatılacağını ifade eden Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, hem TOKİ tarafından uygulanacak projeler hakkında halkı bilgilendirmek hem de halkta oluşan beklentileri ve onların da görüş ve önerilerini almak amacıyla mahalle toplantılarını sürdürüyor.
TOKİ tarafından uygulanacak projelerle ilgili bilgilendirme yapan ve vatandaşlara görsellerini sunan Bakan Kurum, dönüşümle ilgili kendi hassasiyetleri ile vatandaşlardan gelen talepleri harmanlayarak yeni Elazığ kurmak için çalıştıklarını ifade ediyor.
GENEL TABLO NE?
Afet Koordinasyon Merkezinin ilk etapta yapacağı çalışmalar ve yardımlar genelde sorunsuz bir şekilde yapıldı ve belirli bir sistematiğe oturtuldu. Acil olarak barınma, psikolojik destek ve birçok alanda karşılanan ihtiyaçlardan sonra sıra yıkılan ya da hasarlı olan binaların dönüştürülmesine geldi.
Şehrin yeniden yapılandırılması ve kentsel dönüşüm kapsamında inşa edilmesi sürecini yürüten Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ise sahadaki hasar tespit çalışmasını sonlandırdı. Şehrin hasarlı ya da hasarsız bina karnesi çıktı. Bu tabloya göre ilimizde 263 yıkık, 7 bin 698 ağır hasarlı, 1.540 orta hasarlı bina, 558 acil yıkılacak bina bulunuyor. Toplamda; yıkık, acil yıkılacak, ağır hasarlı bina sayısının 8 bin 519, bağımsız bölüm sayısı ise 19 bin 821.
CEVAPSIZ SORULAR
İlimizde deprem sonrası oluşan bina durumuna dikkatlice bakılırsa önümüzdeki günlerin en önemli konusu kentsel dönüşüm olacak. Bu sürecin, depremde ilk etapta yıkılan bölgelerde TOKİ tarafından yapılan projelerle hayata geçirilme süreci başladı ancak bu konularda vatandaşın kafasında cevap bekleyen bir yığın soru var. İşte vatandaşın cevap beklediği sorulardan birkaçı.
1-Deprem sonrası yapılan denetimler sonucu ağır hasarlı, orta hasarlı, az hasarlı ya da hasarlı kelimelerinin ne anlama geldiği net olarak açıklanmalı ve bu konuda afet koordinasyon merkezi irtibat bürosunda teknik elemanlar bulundurulmalı. Ayrıca basın yayın organlarında bu konu yetkili ağızlarca izah edilmeli.
2-Tespit tutanağından orta ya da hafif hasarlı yazan binaların hangi işleme tabi tutulacağı, güçlendirme yapmayıp da yıkıp yapmak isteyen vatandaşlara hangi desteğin verileceği.
3- Güçlendirme desteğini alan bir vatandaş bu parayı binayı yeniden yapma işinde kullanılabilecek mi?
4- Evleri yıkılarak yerine 120 bin TL iki yıl ödemesiz 18 yıl faizsiz geri ödemeli kredi verilen şahısların hepsi kendi evlerinin yerinde yapılacak evlerden talep ederse bu alanda yapılan konut sayısı yeterli olacak mı?
5- Evleri yıkılan vatandaşların arsası üzerinde yapılacak yeni binaların arsa bedeli ve üzerindeki bina değeri nasıl ve hangi kriterler esas alınacak.
6- Eski evi kaç metrekare olursa olsun yeni evlerin metrekareleri standart olacak. Bu konuda eski binaların metrekare farkı ile ilgili özel bir hesaplama yapılacak mı?
7- Depremde vatandaşın kaç evi olursa olsun sadece bir tanesi için hak kazanıyor. Diğer evlerle ilgili bir talebi olamayacağı ifade ediliyor. Bu doğru ise bir hak kaybı ve mağduriyet doğurmayacak mı?
8- İşyerlerinin de depremden kaynaklı hak iddia edemeyecekleri ifade ediliyor. Dönüşümle ilgili desteklerin sadece konuta verileceği belirtiliyor. Bu konuda nasıl bir çalışma yürütülecek. İşyeri ve ekmek teknesi yıkılan ya da ağır hasarlı olan esnaflarımız nasıl geçinecekler.
9- Vatandaştan yıkılmış da olsa ağır hasarlı da olsa eski evini ve arsası alınıyor ve kendi evi kendisine uzun vadeli kredilerle de olsa bir nevi satılıyor ve hatta arada oluşan farkı da üzerine koyarak ödüyor. Bu sistemde devletimizin reel olarak vatandaşa olan destek ve katkısı nedir?
10- Vatandaşın TOKİ'den bağımsız binalarını dönüştürme şansı ve imknı var mı? Devletin 120 bin TL uzun vadeli kredi desteği bu vatandaşlar için de geçerli mi?
11- Ada bazlı kentsel dönüşümlerde aynı adada ağır hasarlı, orta hasarlı ve az hasarlı binalar varsa dönüşüm nasıl olacak. Adanın tümü mü yenilenecek ya da birkaç parselin birleştirilmesi ile yapılacak dönüşüme izin verilecek mi?
12- Depremin sıcaklığı ve duyarlılığı ile kat yüksekliklerinde de bir beklenti hkim. Zemin artı 5 ile yapılacak dönüşümlerde vatandaşa da devlete de daha çok maddi yük bineceğinden bazı bölgelerde kat sayıları artırılamaz mı?
13- Tüm bu sorunlarla halkın beklentileri ve önerileri ile ilgili bir saha araştırılması yapıldı mı? Dara ve zora düşen vatandaşlar bugünlerde önüne konan proje ve uygulamalara evet dese de birkaç ay sonra hem vatandaşın hem de yetkililerin 'keşke böyle yapılsaydı' dememesi için her kesimden öneriler alınıp değerlendiriliyor mu?
KIRK ÖLÇÜP BİR BİÇMELİYİZ
Yeni bir Elazığ'ın inşa edilme sürecinde yıkılan ve evsiz kalan hemşerilerimizin evlerinin bir an önce tamamlanıp hak sahiplerine verilmesinin doğru bir adım olduğuna dikkat çeken uzmanlar, ancak şehrin genelinde uygulanacak imar politikalarında arsa stok durumu, halkın kendi mahallesi dışına çıkmak istememesi, dönüşüm yapılırken zaten ekonomik sıkıntı çeken halka yeni maddi külfetler gelmemesi, arazinin ve zeminin durumuna göre farlı bölgelere farklı imar verilmesi, 8-10 kat gibi binaların yapılmasına soğuk bakılmaması gerektiğini ifade ediyorlar.
KENDİ MECRASINDA GİDECEK BİR SİSTEM
Şehrin birçok mahallesinde verilen hasar kaydı ne olursa olsun 2000 yılı öncesinde yapılan tüm binaların dönüştürülmesi fikrinin ağır bastığına dikkat çeken uzmanlar, bu sürecin sağlıklı, kendini amorti eden ve kat sahipleri ile müteahhitler arasındaki pazarlık hakkının vatandaştan yana oluşacak bir sistematiğe kavuşturulması gerektiğini ifade ediyorlar.
Kendi kendini besleyen ve devletten çok da destek ve kredi alması gerektirmeyecek bir sürecin imarla mümkün olacağını belirten vatandaşlar, bu işlemler yapıldığı takdirde şehirde kendi mecrasında giden ve devlete de büyük yük getirmeyen bir dönüşüm yaşanacağını ifade ediyorlar.