BAŞKANLIK ÜZERİNE BİR KAÇ KELÂM...
Ülke olarak son birkaç yıldır '' BAŞKANLIK SİSTEMİ '' yörüngesinde dönüp duruyorduk
Ülke olarak son birkaç yıldır '' BAŞKANLIK SİSTEMİ '' yörüngesinde dönüp duruyorduk. Mevcut sorunlardan dolayı bir türlü masaya getirilememiş somut adımlar atılamamıştı.
Artık bu turlama dönemleri geride kaldı ve gerekli adımlar atıldı. Bende elimden geldikçe bu konuyu kendi bakış açımla yorumlamaya çalışayım.
Bana kalırsa üzerinde durulması gereken nokta başkanlık sistemi değil. Asıl önemli olan başkanlığı kimin kullanacağı ve nasıl kullanacağıdır.
Konuyu halk olarak, sistem faydalı mı zararlı mı başlıkları üzerine yoğunlaşmadan, içeriği anlayıp kavramadan cumhuriyetçiler ile muhafazakarlar arasında bilek güreşine dönüştürürsek, takım taraftarı fanatizmi ile hareket edersek, yine hataya düşmüş oluruz. Bu kargaşa bizi kısır bir döngü içinde dönmekten öte bir noktaya taşımaz. Durum şimdilik maalesef tam olarak bu...
Şuan ' EVET ' diyenlerde ' HAYIR ' diyenlerde neden evet yada hayır dediğini henüz bilmiyor.
Sistem içinde neleri barındırıyor neleri barındırmıyor bilinmiyor.
Kimilerine göre Türkiye'nin yönetim biçimi olan Cumhuriyet ortadan kalkıyor. Kimilerine göre ise hantal devlet işleyişi ortadan kalkıp gelişimin, değişimin önündeki engeller açılıyor.
Cumhuriyetçi kesim tedirgin çünkü; Cumhuriyetin kazanımlarının ortadan kalkacağını,rejimin tehlikeye düşeceğini, tek adamlı bir saltanat sisteminin geleceği kanaatini taşıyor.
Helede başkanlığa ismi geçen kişi Recep Tayyip Erdoğan olunca bu tedirginlik iki katına çıkıyor. Agresif tavır ve söylemleri bu kitle üzerinde olumsuz etki yaratıyor. Bundan dolayı ' Başkanlık sistemine ' mesafeli ve karamsar yaklaşıyor.
Başkanlık sistemini savunan kitle ise; Recep Tayyip Erdoğan ismine sonsuz güven duyduğu için, sistemin içinde nelerin var veya nelerin yok olduğu ile hiç ilgilenmiyor bile.
O kitleye göre sistem değişikliğini isteyen kişi Recep Tayyip Erdoğan olunca iş bitmiştir. Kesin VE mutlak suretle ülkenin ve milletin selametine olacağı kanısındalar. Bu sebeple tartışmaksızın '' EVET '' diyecekler.
Ben başkanlık sistemini bıçağa benzetiyorum. O bıçakla ekmek ve meyve keserseniz faydalı bir şey ama onunla insan yaralayıp öldürmek isterseniz tehlikeli ve kötü bir şey.
Kısacası bıçağın sapının kimin elinde olduğu ve nasıl kullanacağı önem arz etmektedir.
Başkanlık sisteminde önemli olan sistemin TEK ADAMLI bir yapıya dönüşmemesidir. Önemli görülen ve çok güven duyulan insanların bile hatalar yapabileceği asla göz ardı edilmemelidir.
Lider tek olabilir ama mutlak suretle onu denetleyecek yeri geldiğinde durdurabilecek bir el freni mekanizması olmalıdır.
Ülkenin kaderi hiçbir şekilde tek bir bireyin selayetine bırakılmamalıdır. Aksi bir durum maceraya yelken açmak olur.
Meclis mekanizması yeri geldiğinde çoğunluk sağlayıp BAŞKANIN yetkilerinin üzerine çıkabilmelidir. Sanırım MHP bu noktada misyon üstlenip gerekli ayarları çekmek istedi kısmende başarı sağladı.
Başka ülkelerde özellikle de süper güç olmuş ülkelerde başkanlık sistemi var ama Türkiye bu ülkelerle kıyaslanamayacak farklılıkları bulunduran bir ülkedir.
Diğer ülkelerin bölünme, parçalanma diye bir dert ve sorunları yok. Ama gelin görün ki Türkiye çok tehlikeli bir coğrafyada bulunuyor, her fırsatta üzerine oyunlar oynanıyor.
O nedenle başka ülkelerde başarı ile uygulanan sistemleri o ülkelerden yola çıkarak buraya da monte edebiliriz demek yanlış olur.
Şayet ülkemiz için BAŞKANLIK çok elzem ise mutlak suretle bizim yapımıza uygun hale dönüştürülerek getirilmelidir.
Helede, EYALET SİSTEMLİ BİR BAŞKANLIK AKLA BİLE GETİRİLMEMELİDİR!
Dünyanın her yerine EYALET sistemi uyar ama Türkiye'de direk toprak kaybına gider, parçalanmanın yolunu açar!
Açıkçası önceleri Cumhurbaşkanının '' BOP EŞ BAŞKANIYIM '' sözünden yola çıkarak zaman içinde toprak kaybına gidip, bölünmeye kadar varacağımız kanaatindeydim. BAŞKANLIK SİSTEMİNİN ısrarla istenmesini de buna bağlıyordum.
Son iki yılda terörle mücadele alanında yapılanlar, FIRAT KALKANI, MUSUL, KERKÜK operasyonları ile bu endişelerim ortadan kalktı.
O nedenle başkanlık sisteminin bölünme noktasında bir tehlike yaratacağını asla düşünmüyorum.
Yazının sonuna gelirken özet olarak; önemli olan içeriğe yoğunlaşmamız dır. Her sistem muhakkak bir takım avantaj ve dezavantajlar getirecektir.
Bu sistem ne düşünüldüğü gibi bir rejim tehlikesi yaratacaktır. Nede sanıldığı gibi ülkeyi uçuracaktır. Zaten olaya derinlemesine bakıldığında ülke başkanlık sistemine 3 yıldır geçmiş durumda.
Referanduma gidilmesi durumunda malumun ilanı olacak.
Kararların hızlı alınmasını sağlamaktan öteye çok fazlaca şeylerin olumlu yada olumsuz değişeceğini düşünüp beklemek yersizdir.
Konunun gerilim noktasına varmasının temelinde ise; CHP'nin mevcut sistemle iktidar olma şansı daha minimal bir hal alacaktır. Çünkü; Başkanlık CHP kitlesinin % 25-30 luk taban oyu ile elde edilecek bir sistem değil.
Artık bu turlama dönemleri geride kaldı ve gerekli adımlar atıldı. Bende elimden geldikçe bu konuyu kendi bakış açımla yorumlamaya çalışayım.
Bana kalırsa üzerinde durulması gereken nokta başkanlık sistemi değil. Asıl önemli olan başkanlığı kimin kullanacağı ve nasıl kullanacağıdır.
Konuyu halk olarak, sistem faydalı mı zararlı mı başlıkları üzerine yoğunlaşmadan, içeriği anlayıp kavramadan cumhuriyetçiler ile muhafazakarlar arasında bilek güreşine dönüştürürsek, takım taraftarı fanatizmi ile hareket edersek, yine hataya düşmüş oluruz. Bu kargaşa bizi kısır bir döngü içinde dönmekten öte bir noktaya taşımaz. Durum şimdilik maalesef tam olarak bu...
Şuan ' EVET ' diyenlerde ' HAYIR ' diyenlerde neden evet yada hayır dediğini henüz bilmiyor.
Sistem içinde neleri barındırıyor neleri barındırmıyor bilinmiyor.
Kimilerine göre Türkiye'nin yönetim biçimi olan Cumhuriyet ortadan kalkıyor. Kimilerine göre ise hantal devlet işleyişi ortadan kalkıp gelişimin, değişimin önündeki engeller açılıyor.
Cumhuriyetçi kesim tedirgin çünkü; Cumhuriyetin kazanımlarının ortadan kalkacağını,rejimin tehlikeye düşeceğini, tek adamlı bir saltanat sisteminin geleceği kanaatini taşıyor.
Helede başkanlığa ismi geçen kişi Recep Tayyip Erdoğan olunca bu tedirginlik iki katına çıkıyor. Agresif tavır ve söylemleri bu kitle üzerinde olumsuz etki yaratıyor. Bundan dolayı ' Başkanlık sistemine ' mesafeli ve karamsar yaklaşıyor.
Başkanlık sistemini savunan kitle ise; Recep Tayyip Erdoğan ismine sonsuz güven duyduğu için, sistemin içinde nelerin var veya nelerin yok olduğu ile hiç ilgilenmiyor bile.
O kitleye göre sistem değişikliğini isteyen kişi Recep Tayyip Erdoğan olunca iş bitmiştir. Kesin VE mutlak suretle ülkenin ve milletin selametine olacağı kanısındalar. Bu sebeple tartışmaksızın '' EVET '' diyecekler.
Ben başkanlık sistemini bıçağa benzetiyorum. O bıçakla ekmek ve meyve keserseniz faydalı bir şey ama onunla insan yaralayıp öldürmek isterseniz tehlikeli ve kötü bir şey.
Kısacası bıçağın sapının kimin elinde olduğu ve nasıl kullanacağı önem arz etmektedir.
Başkanlık sisteminde önemli olan sistemin TEK ADAMLI bir yapıya dönüşmemesidir. Önemli görülen ve çok güven duyulan insanların bile hatalar yapabileceği asla göz ardı edilmemelidir.
Lider tek olabilir ama mutlak suretle onu denetleyecek yeri geldiğinde durdurabilecek bir el freni mekanizması olmalıdır.
Ülkenin kaderi hiçbir şekilde tek bir bireyin selayetine bırakılmamalıdır. Aksi bir durum maceraya yelken açmak olur.
Meclis mekanizması yeri geldiğinde çoğunluk sağlayıp BAŞKANIN yetkilerinin üzerine çıkabilmelidir. Sanırım MHP bu noktada misyon üstlenip gerekli ayarları çekmek istedi kısmende başarı sağladı.
Başka ülkelerde özellikle de süper güç olmuş ülkelerde başkanlık sistemi var ama Türkiye bu ülkelerle kıyaslanamayacak farklılıkları bulunduran bir ülkedir.
Diğer ülkelerin bölünme, parçalanma diye bir dert ve sorunları yok. Ama gelin görün ki Türkiye çok tehlikeli bir coğrafyada bulunuyor, her fırsatta üzerine oyunlar oynanıyor.
O nedenle başka ülkelerde başarı ile uygulanan sistemleri o ülkelerden yola çıkarak buraya da monte edebiliriz demek yanlış olur.
Şayet ülkemiz için BAŞKANLIK çok elzem ise mutlak suretle bizim yapımıza uygun hale dönüştürülerek getirilmelidir.
Helede, EYALET SİSTEMLİ BİR BAŞKANLIK AKLA BİLE GETİRİLMEMELİDİR!
Dünyanın her yerine EYALET sistemi uyar ama Türkiye'de direk toprak kaybına gider, parçalanmanın yolunu açar!
Açıkçası önceleri Cumhurbaşkanının '' BOP EŞ BAŞKANIYIM '' sözünden yola çıkarak zaman içinde toprak kaybına gidip, bölünmeye kadar varacağımız kanaatindeydim. BAŞKANLIK SİSTEMİNİN ısrarla istenmesini de buna bağlıyordum.
Son iki yılda terörle mücadele alanında yapılanlar, FIRAT KALKANI, MUSUL, KERKÜK operasyonları ile bu endişelerim ortadan kalktı.
O nedenle başkanlık sisteminin bölünme noktasında bir tehlike yaratacağını asla düşünmüyorum.
Yazının sonuna gelirken özet olarak; önemli olan içeriğe yoğunlaşmamız dır. Her sistem muhakkak bir takım avantaj ve dezavantajlar getirecektir.
Bu sistem ne düşünüldüğü gibi bir rejim tehlikesi yaratacaktır. Nede sanıldığı gibi ülkeyi uçuracaktır. Zaten olaya derinlemesine bakıldığında ülke başkanlık sistemine 3 yıldır geçmiş durumda.
Referanduma gidilmesi durumunda malumun ilanı olacak.
Kararların hızlı alınmasını sağlamaktan öteye çok fazlaca şeylerin olumlu yada olumsuz değişeceğini düşünüp beklemek yersizdir.
Konunun gerilim noktasına varmasının temelinde ise; CHP'nin mevcut sistemle iktidar olma şansı daha minimal bir hal alacaktır. Çünkü; Başkanlık CHP kitlesinin % 25-30 luk taban oyu ile elde edilecek bir sistem değil.