Ama Bu Kez Kurtlar Vadisi Repliği Olsun!

Geçmişte hangi meseleden olduğunu bile hatırlamadığımız önemsiz bir konu sebebiyle de kendisiyle küçük bir polemik yaşamış ve fakat devamını getirememiştik.

İçimizdeki insan sevgisinin her zaman nüksetme potansiyeli olduğu için olacak ki kendileri, başta köşe yazarları olmak üzere “nasıl bir milletvekili istersiniz?” gibi bir soru sordu ve önerileri beklediğini söyledi.

Bizler de hem bir vatandaş hem de gazeteci sıfatımızla (ki kendileri bunu asla kabullenmek istemiyor) kendisinin isteğine kayıtsız kalmayarak görüşlerimizi ifade ettik.

Kendileri de lütfettiler ve yazdıklarımıza cevaben şu cümleleri, yazdılar:

“Yine konuyu anlamamışsınız.

Nasihat istememiştim ama olsun.

Yazınız içerisine ilk defa Elazığ'a faydalı bilgiler de koymuşsunuz.

Pek sevmiyorsunuz ama size yine esprili bir yaklaşımla “ Bir yıldız gibi kayarım hayatından yapabileceğin tek şey dilek tutmak olur....” diyorum.”

Demiş ve göz kırpma emojisini de ihmal etmemiş.

Görünen o ki sayın vekilin bize karşı ciddi önyargıları var. Bizim gazeteciliğimizi sorgulamasına alıştık ama ısrarla okuduğumuzu anlamamak gibi bir fasit dairede kalmış olmasına çok anlam veremedik. Oysa kendisi “nasıl bir vekil istiyorsunuz?” diye sorarken, tavsiye, öneri ve teklifleri görmek istemişti. Bizim yaptığımız da buydu. Lakin bunu nasihat olarak algılamış kendileri. Hani kendisi okuduğunu çok anlayanlar kategorisinde ya…

Neyse bu tavrı ve düşüncesi sayın vekilin kendi takdiri. Oysa biz her ne kadar kendisi nasihat olarak algılamış olsa da öyle teklifler ve önerilerde bulunmuşuz ki keşke bir kez daha sakin kafa ve ön yargılarından kurtulup hissi olmayan bir yaklaşımla okusa beş yıl sonra elde edeceği tecrübe ve deneyimleri kendisine bugünden söylediğimizi anlar ve dili varmasa da kalbi teşekkür eder.

Zamanın hem kendisi hem de ilimiz açısından en verimli şekilde kullanılmasına yönelik önerilerimizi (velev ki nasihat olsun zira nasihat eden bir dostunuz varsa seviliyorsunuz demektir) elinin tersiyle ittiği gibi Yılmaz Erdoğan repliği ile “Bir yıldız gibi kayarım hayatından yapabileceğin tek şey dilek tutmak olur....” paylaşımını yapmayı siz bir milletvekili olarak bir gazeteciye söyleyebiliyorsanız o zaman polemiği ve atışmayı seviyorsunuz ve buna hazırsınız demektir.

Biz, polemiği çok sevmeyiz ve vakit kaybı olarak görürüz. Ama bunu devam ettirmek isteyenlere de en alasından cevabımız yapıştırırız ve bundan ne kaçar ne de geri dururuz.

İyi niyetli yaklaşımlarımızı, önyargılar ve bir türlü kurtulamadığı şartlı bakışından kaynaklı yanlış algılamalarla, sözde altta kalmama kompleksine girme telaşı ve heyecanı ile yazılan yazılara bizlerin cevabı her zaman olur, olmaya devam edecektir.

Sayın vekil her ne kadar bizleri okuduğumuzu anlamamakla itham ediyorsa da kendisi böylesi bir nakısa ile malül gibi. Yine bize cevaben; “Yazınız içerisine ilk defa Elazığ'a faydalı bilgiler de koymuşsunuz.” Cümlesi de gösteriyor ki sayın vekilin Hakimiyet'ten de gündeme getirdiği her sorunla birlikte çözüm önerileri sunma gibi bir yayıncılık ilkesinden de çok haberdar değil. Bu şehrin yakın tarih hafızası da müktesebatı da bu şehirde sorunları gündeme getirmekle birlikte çözüm önerileri sunan tek gazete de Hakimiyet'tir. Biz bu eksik bilgisine de çok takılmadık ve hatta Elazığ'ın sadece son beş ayında var olan biri olarak kendisini mazur gördük.

Tavsiye isteyen bir milletvekiline önerilerimizin sıralanmasından rahatsızlık duyan bir milletvekilinin, yarınlarda halkın tepkisi karşısında nasıl bir tavır takınacağını az çok tahmin ediyoruz.

Artık tavsiye olarak mı öneri olarak mı yoksa zoruna gitse de nasihat olarak mı alınır bilmiyoruz ama bildiğimiz bir şey var ki Hakimiyet'le polemiğe giren ve buna heves eden kim olursa olsun çok dağılır ve psikolojisi bozulur.

Bizim pilavdan geri dönmek gibi bir çekincemiz yok zira bizim kaybedecek bir şeyimiz yok. Ve ulular derler ki kaybedecek şeyi olmayandan korkun.

Sayın vekil şimdi bu tavsiyemizi de tehdit olarak algılar ve bu kez de bir Kurtlar Vadisi repliği ile cevap verirse şaşırmayız. Bekliyoruz…