Adı Başak

Babasının onu okutmak için emeklilik yaşı gelmesine rağmen beş yıl daha çalıştığı genç mimar o gün biraz uzadığı mesaisinin ardından otele yürüdüğü sırada Can Göktuğ Boz'un samuray kılıçlı saldırısına uğradı. Katil,  kılıcı ile masum ve savunmasız genç kızı öldürdü.

Bu dünyada bir nesneye

Yanar içim göynür özüm

Yiğit iken ölenlere

Gök ekini biçmiş gibi

Dörtlüğünü Yunus, sanki genç yaşta daha gök başak iken ve  henüz hayatının baharında  öldürülen Başak için söylemiş.

Katil Can Göktuğ Boz, ifadesinde evden çıkarken birini öldürmeyi planladığını, erkeğin kendisine karşı koyma ihtimaline karşılık bir kadını öldürmeye karar verdiğini söylüyor ve dediğini de yapıyor.  Bunu yapmakla kalmıyor Can Göktuğ Boz. Kendisini sorgulayan hakimin karşısında gülüyor. Hakimin  'Sen mi öldürdün?' sorusuna  'Evet hatırlıyorum, ben öldürdüm. Ama niye öldürdüm bilmiyorum' diyor. 

Benzer cinayetleri geçmişte de gören ve şahit olan bir millet olarak geldiğimiz nokta çok kötü ve düşündürücü.

Gençlerimiz, ulvi hedefler ve ülkeye hizmet etme gayesinden uzaklaşarak ne ara “Daha kolay adam öldürme” hesapları yapmaya yönelmelerini iyi tahlil etmemiz lazım.

Çocuklarımızın gözü gönlü ve midesini doyurduk belki ama ruhlarını hep aç bıraktık. Onları yarış atına çevirerek en iyi diploma ve en iyi meslek sahibi yapmaya çalıştık ve tek derdimiz ve gayemiz bu oldu. Ancak günün sonunda karşımıza iyi meslek sahibi bir genç olarak çıksalar da masum ve günahsız bir insanı rahatlıkla öldürebilen ve bunu niye yaptığımı bilmiyorum cümlesiyle savunan bir nesil yetiştirdik.

Bu olayda suçlu ve katil Can Göktuğ Boz gözükse de aslında toplum olarak, anne-baba, öğretmen ve toplumu inşa etmekle görevli tüm eğitim, STK ve kurumlar olarak hepimiz suçluyuz.