13. MEVSİM İSTERİZ
Ümit Yaşar Oğuzcan’ın “Birlikte varalım on üçüncü aylara” dediği günleri yaşıyoruz. Yaşayamadık çünkü 12 ayların en güzellerini. Mart’ın bahar kokusunu, nisanın çim ve taze çiçek kokularını, toprağın uyanışını, kırlarda özgürce delişmenlik yapan koyunları ve diğer canlıları…
Ve ulaşamadık bu bahar şu dizelerin ruhumuza dokunuşuna…
Bir ilkyaz tazeliği getirdin
Masmavi göğünle
Cana can katan güneşinle
Pırıl pırıl engin denizinle girdin içime
Çiçekler açtı dokunduğun
Çimler büyüdü yürüdüğün
Ve güller katmer oldu güldüğün yerde…
12 ayı daha tam yaşayamamış ve güzelliklerinin kokusunu içimize çekememişler olarak, şairin lütfettiği 13. aya talipli olmak ve bunun hayalini kurmak düşmüşse bize, Kaf Dağının arkasındaki mutluluğa erişmek için Zümrüdü Anka kuşu olmamız gerekmiyor tabi ki…
Her şeye rağmen, 12 ayı ıskalayıp şairin ifadesiyle 13. aya varmak için az daha dikkatli ve özenli olmak zorundayız. Bugün şehrimizde korona virüs vakası 40 rakamlarındaysa bu bizlerin topyekûn kurallara uyduğumuzun bir göstergesidir.
Her gün bir yenisi alınan ve zaman zaman bizleri bu en güzel mevsimde evlere ve kapalı mekânlara mahkûm eden kararlar zorumuza gitse de Ziya Osman Saba’nın dörtlüğü ile teselli olup o insanla tabiatın vuslatını bekleyeceğiz…
“O günü görmek için sade bekleyeceğiz,
Göreceğiz bir sabah yeşil tomurcukları.
Hazırlanıyor gibi, gökyüzü, ufuk, deniz,
Bir sabah dökülecek baharların baharı.”