Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

'3 Mayıs Türkçülük Günü...'

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Bu günün anısını nasıl yaşatacağız…
Malazgirt Zaferinin kumandanı Alparslan ne diyorlar;
“Bizler bidat nedir bilmeyen saf ve temiz Müslümanlarız!”
Bu yürekle, asırlara kutlu yürüyüşü oldu, bu milletin!
Bu millet, “Allah Resulünün (sav) müjdesiyle…” taltif edildi
Bu millet, “Sahabe Meşrebini ”asırlarca yaşattı!
“3 Mayıs Türkçüler Bayramı…”
Bu bayramı milletçe nasıl idrak edeceğiz?
“Bin yıl İslam'ın bayraktarlığını yapan bir millet…”
Bu milletin evlatları olarak; “maziden daha güçlü bir atiye…”
Nasıl yol alabileceğimizi, ‘sorgulayacağız…’
Geleceğin Türkiye'sine ; “ilimle, irfanla, marifetle” birlikte, ‘akıl
ve gönülle’ hazırlayacağımız projelerle,  Sizler ismine ister,
“Kızılelma” deyiniz, İster, “Turan” deyiniz,
İsterseniz, “Nizam-ı Âlem ”deyiniz,
O ideal, “Bir Millet” olmak şuurunda saklıdır!
Mehmet Emin Resulzâde ne diyor?
“Yükselen bir bayrak bir daha yere inmez!”
Gaspıralı İsmail Bey'in;  “Dil’de, İş’te, Fikir’de Birlik” sözleri bu
idealin adıdır!
Şu Kâinat Sarayında, “3-5-7… Türk Devleti” olabilir
Asıl hedef nedir?
O devletlerin “Avrupa Birliği” gibi bir araya gelmeleri…
“Türk Birliği” etrafında, tarihi bir irade göstermesi!
“Kutup Yıldızı” misali, bir yıldız kümesi oluşturmasıdır
“3 Mayıs tarihi” bir büyük idealizmin adıdır!
O idealizmi, 21 asrın/ yani, “insanlığın burcu” yapalım!
Bir şeye öncelikle, ‘niyet’ edeceksiniz!
Büyükler ne demişler, “Niyet hayır, akıbet hayır”

NIHAL ATSIZ'A
(Akrostiş Şiir)
Nerede ülkemde yiğitler burcu?
İrfan ocağına dökelim harcı
Hâl ehlinin gönlündesin ebedi
Adsızlar tutar, Kürşat’ça nöbeti
Lâkin haykırdı her zaman dik durdu
Âlem-i Türk'ün adsız neferleri
Tarih boyunca bitmez seferleri

6 MAYIS HIDRELLEZ BAYRAMI…
Şu içerisinde yaşadığımız kâinata; “Ölümlü-Dirimli Dünya” diyoruz!
6 Mayıs tarihi, ‘kâinatın uyanışı’ dirilişidir
Bir bakıma, “Hızır ile İlyas (as)’ın buluşması…”
(Abu Hayat) iksirinden tatmaları…
6 Mayıs’tan 4 Kasım’a kadar uzanan günlere, “Hızır Günleri” diyoruz
8 Kasım’dan 5 Mayıs’a kadar uzanan günlere,
“Kasım Günleri” diğer adıyla da, ‘Kış Günleri…’
Hızır ve İlyas (as), “karada ve denizde” kıyamete kadar, “dirilişi”
temsil ederler!
Soylu bir dua vardır, “Hz. Hızır yoldaş olasın!”
O kutlu kıssaları, “Nebilerin ve Velilerin hayatlarında” okuruz.
Mayıs Ayının insana verdiği o manevi ruhaniyet;
Bizleri, ‘tefekkür dünyamızın zenginliği’ buluşturur
Tabiatın o doyumsuz ‘ışık ve renk senfonisi…’
Gönül dünyamızın da, ‘ilham kaynağı’ olmaktadır.
“Bahar” şiirimizde şöyle sesleniyoruz;
“Mevsim bahar olunca gel diyorsun
Sensiz hayat kuru bir dal diyorsun
Gönül fermanını yağmurlara yaz;
Hasretle kapısını çal diyorsun.
Göçmen kuşlar; dağ, tepe aşar gelir
Irmaklar, vadilerden taşar gelir
Hayalim, umutlarım koşar gelir
Ayrılık ateşini çal diyorsun.
Bekledim, güneşin doğduğu yerde
Sevdamı, hicabın olduğu yerde
Dermanın, yüreğin yandığı yer”

18 MAYIS SÜRGÜNÜ…
Bu millet o kadar büyük acılar yaşadı ki, o acıların anlatılmasına
ifade gücümüz yetmiyor.
18 Mayıs gecesi, 250 Kırım Tatar Türk’ü, 15 dakikada insanlık dışı
muamelerle vagonlara bindirilerek Orta Asya'ya sürgün ediliyorlardı…
Hafızaları allak bullak edecek olan o korkunç Kırım Tatar Türk’ünün
Sürgününün üzerinden, “80 tam yıl geçmiş…”
Öyle acımasız, merhametsiz, insafsız, insanlık dışı her türlü hakarete
reva görülen öyle bir sürgün ki, “o sürgünde vagonlara doldurulan yüz
binlerce Kırım Tatar Türk’ün aç ve susuz olarak Orta Asya'ya sürgün
ediliyorlardı…”
İnsani hiçbir ölçünün dikkate alınmadığı o acımasız sürgünde,
“susuzluk, açlık, hastalık, olumsuz hava şartları 150 bin Kırım
Türk’ünün sürgünde hayatını kaybettiği belirtiliyor!”
Ayakta kalan Kırım Tatar Türk’ü öyle bir dirençle hayat mücadelesi
vermeye başladılar ki, “o mücadele büyük bir ülküye/ vatan davasına
dönüşecekti!”
1991 yılında, Gorbaçov Kırım Tatarlarının vatanlarına dönmesine izin
verecekti. Kırım Tatar Türklerinin bu tarihten itibaren 47 yıl sonra,
vatanlarına dönüşü başlayacaktı.
2014 yılında, Rusya, Ukrayna’ya ait Kırım’ı ilhak edecekti…
Tarihe döndüğümüzde, “21 Temmuz 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması ile
Kırım Hanlığı Osmanlı himayesinden çıkacaktı… 1783 yılında ise Rus
İmparatorluğu tarafından işgal edilecektir…
2016 Yılı Eurovision şarkı yarışmasında “Sanatçı Jamala 1944 isimli
şarkısıyla birinci olacaktı!”
Şarkının sözleri şöyleydi,
“Yaşlığıma toyalmadım
Men bu yerde yaşalmadım
Biz Kırım’dan çıkkanda,
Kar yağmadı kan aktı
Anam, babam, kız lardaşlarım,
Gözleri dolu yaş kaldı.”
Tarih iyi okunduğu zaman, insanlık âleminde en büyük soykırıma bu
milletin maruz kaldığını söyleyebiliriz.
Gazze'de yaşananlar, Doğu Türkistan’da yaşananlar,
İnsanlık âlemini ne zaman ayağa kaldıracak?
Kırım Türk’ü, hala öz vatanında maalesef, ‘gariptir…’
Ve ne hazindir ki, işgal altındadır…

 

 

Yazarın Diğer Yazıları