Üretim ve Ticarete Faiz Darbesi

Türkiye'de artan faizler nedeniyle başta otomotiv ve gayrimenkul olmak üzere birçok sektörde satışlar durdu. Faizlerin yüksek olması nedeniyle cezbedici bir hal alması piyasalara durgunluk verirken uzmanlar bu durumun ilerleyen dönemlerde faizde yaşanacak düşüşle birlikte başta altın ve döviz olmak üzere fiyatları devasa bir şekilde artıracağı konusunda uyarıyor.

Üretim ve Ticarete Faiz Darbesi

2023 seçimleri sonrası ekonomide direksiyona Mehmet Şimşek ve ekibinin geçmesi sonrası Türkiye yeniden bir faiz artışı sarmalına girdi. Art arda gelen faiz artışları sonrasında Türkiye’de güncel faiz oranı şu anda yüzde 50 seviyesinde. Bu durumun en çok etkilediği sektörlerin başında ise otomotiv ve gayrimenkul sektörleri geliyor.

Sektörlerin yaşadığı bu sorunu Elazığ’ın en köklü otomotiv firması sahibi ve tecrübeli iş insanı Halis Yıldız, Emlak Uzmanı İhsan Babürhan ve Elazığ Kuyumcular Odası Başkanı Fikret Çakmakçı Hakimiyet’e anlattı. Ortak kanı ise faizin hem sektörlere hem iş dünyasına hem yatırıma hem istihdama olumsuz yansıdığı yönünde.

Üretim ve Ticarete Faiz Darbesi

OTOMOTİV SEKTÖRÜNDE NELER OLUYOR?

Yüksek faizlerin otomotiv sektörüne yansımasını aktaran Halis Yıldız, faizlerin bugün cazip göründüğüne ama gelecekte büyük sorunlara yol açacağına değinerek: “Faizler bugün cazip gelebilir ama yarın herkes çok zarar edecektir. Bugün başta otomotiv olmak üzere birçok sektör durma noktasına geldi. İnsanlara söyleyin faiz ve döviz başta olmak üzere diğer sarmallardan kurtulup işlerine baksınlar. Ülkesi ve çocuklarının geleceğini düşünen herkes çalışmalı ve çalıştırmalıdır. Aklınızda olsun hiçbirimizin çocuğu bizden daha çok mal, mülk ve servet istemiyor. Düzgün ve şereflice bir hayat istiyor ve bu ülkenin dünya üzerinde söz sahibi olmasını istiyor. Bu düşünceyi beyinlere aks ettirmek lazımdır. İnsanların dini ile uğraşacaklarına bu dediğimi yapsalar bu ülke 3-5 yılda toparlar” şeklinde konuştu.

YILDIZ: “ÜRETİM EKONOMİSİNE DÖNÜLMELİ”

Türkiye’nin faiz sarmalından çıkıp üretim ekonomisi modeline geçiş yapması gerektiğine değinen Yıldız: “Biran evvel israf ve tüketim ekonomisini terk edip üretim ekonomisine yönelmeliyiz. Buna da alttan değil tepeden başlamalıyız. Tepe bize yapmayın diyor ama kendileri yapıyor. Hem de biz millet olarak sürünürken.” ifadelerini kullandı.

“YAŞANAN DURUM YANLIŞ POLİTİKALARIN ÜRÜNÜ”

Ekonomideki bu durumun hatalı politikalardan kaynaklandığını vurgulayan Yıldız: “Bu yüksek faizler ülkemizi mahvetti. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir faiz sistemi yok. Cumhurbaşkanımız Erdoğan dedi ki “Ben görevde olduğum sürece faizler hep düşecek.” İş adamları da gitti buna güvenerek borçlandı. Şimdi ortamı görüyoruz yani insanlar iflas ediyor. Her gün bir firmamız batıyor. Faizlerin bir an önce düşürülmesi lazım. Piyasaya istikrar getirilmesi lazım. Üretime yönelmek lazım. Tüketim ülke ekonomisini mahvetti. İnsanları hazırcılığa alıştırdılar. Balık tutmak yerine balık verdiler, çalışma dediler. Alan da dedi ki tamam ben yaşadım ama alanlar da mahvoldu. Bunlar tamamen yanlış politikanın ürünü. Bugün Amerika’da yüzde 1-2 enflasyon varken Türkiye’de yüzde 500 enflasyon var. Sattığımız malı yerine tekrardan koyamıyoruz. Alan da pişman satan da pişman.” dedi.

“1 MİLYONA ALINAN DAİRE 3 MİLYONA ALINAMAYACAK”

Son olarak gelecekte faizlerin düşmesiyle birlikte fiyatların yeniden fırlayacağına dikkat çeken Halis Yıldız: “Parayı faize koyup oturanların akıllarında şüphe ederim. Bugün faiz cazip geliyor ama bir milyona aldıkları daireyi yarın üç milyona alamayacaklar. Tüm sektörde böyle.  Kırk bin liraya çalıştıracak adam bulamıyoruz. Herkes her şeyi bıraktı. Kolay para kazanma derdindeyiz. Altmış yaşına geldim daha ben spor loto oynamayı bilmem. Alıp satmak lazım. Üretmek lazım. Bunlarda gençlere sahip çıkmakla olacak şeyler. Bugün on yaşında ki çocuk ekonomi düşünüyor. Korkumuzdan bir yere yemeğe gidemiyoruz. Gezmeye  gidemiyoruz. Bu herkesin hakkı yaşamalı herkes. Bir yemeğe gitsek iki üç bin lira. Adam haksız mı o da haklı. Çünkü kazancı yetmiyor. Gidiyor elektriğe suya. Sürekli zam geliyor her şeye. Bu zammında kimseye faydası yok. Hep birbirimizi aldatıyoruz. Kimin cebine gidiyor onu da bilmiyorum. Herhalde ülkenin kaymağını yiyen para babalarının cebine gidiyor. Garibana hiçbir şey yok.” şeklinde konuştu.

Üretim ve Ticarete Faiz Darbesi

DOLAR, ALTIN VE ENFLASYONDA FAİZİN ETKİSİ NE?

Elazığ Kuyumcular Odası Başkanı Fikret Çakmakçı ise faiz kararlarını şu ifadelerle değerlendirdi: “Enflasyonla mücadele olduğu için faizler yüksek. Enflasyon düşmeye başlarsa eğer zaten faiz kararları otomatikman gelecek. Bunlar da hem dövizde hem de altın fiyatlarında bir yükselişe sebep olacak. Çünkü dünyanın sorunu enflasyon. Enflasyon sadece Türkiye’de değil tüm Dünya’nın sorunu.”

“FAİZİ BİR YATIRIM ARACI OLARAK GÖRMEK YANLIŞ”

Başkan Çakmakçı, Faizi bir yatırım aracı olarak görmemek gerektiğini belirterek: “Merkez Bankalarının almış olduğu faiz kararları şuan neticesini vermeye başladı. İç piyasada zaten Maliye Bakanımızın ve Cumhurbaşkanımızın açıklamaları dolayısıyla iyimser bir hava olduğunu görüyoruz. Avantajımız şu ki 50-60 milyar dolar turizm gelirimiz bunun akabinde de ihracatımız rekorlar kırıyor. Tabi üretim ne kadar yüksek ve cari açığımız düşük olursa dolayısıyla enflasyon rakamları da düşecek. Enflasyon ve neticesinde faizin düşmesiyle altın ve döviz piyasasında bir yükseliş yaşanabilir. Paralar şu anda bankalarda faizde. Biz faize karşı olan insanlarız. Şimdi yıllık yüzde 40-50 rakamlar var. Altının son 2 aydaki çıkış rakamı yüzde 25. Yani düşünün bir yıl bekler misiniz? Yoksa altın alıp 2 ayda yüzde 25 bir kazanç mı sağlarsınız? Bunun yanında yatırım araçları bellidir. Emlak, arsadır ve evdir. Şuan insanlar ev almıyor, faizden geçimini sağlıyor. Ne kadar doğru? Vatandaş bunu yapıyor bizlerde saygı duyuyoruz.” şeklinde konuştu. 

Üretim ve Ticarete Faiz Darbesi

“VATANDAŞLAR KREDİ ÇEKEMEZ HALE GELDİ”

Gayrimenkul sektöründeki güncel durumu değerlendiren Emlak Uzmanı İhsan Babürhan, kredilerin yüksek olmasının satışları etkilediğini belirterek: “Konut kredilerinin yüksek olması tabi ki gayrimenkul satışlarını etkiliyor. Vatandaşlar son 20 yılını kredilerle yatırımlarını yapıyordu.  Örneğin; 500 bin lirası varsa 1 milyon liralık bir konut ya da işyeri aldığında geri kalanını kredi çekerek alımı gerçekleştiriyordu.  Vatandaşlar gelirlerine göre çektikleri kredi ile ev araba alabiliyorlardı. Şuan geldiğimiz noktada vatandaşlar bankalardan kredi alamıyor. 1 milyon lira kredi çektiklerinde 120 ayda geri ödemesi 4 milyon lirayı buluyor. Bununda aylık yaklaşık ödemesi 35 bin lirayı civarlarında bir ailede iki kişi asgari ücret üzerinden maaş aldıklarını düşünürsek maaşlarının tamamı bile taksitleri ödemeye yetmiyor. Böyle olunca insanlar kredi alamaz hale geldi.” şeklinde konuştu.

“FİYATLAR YÜZDE YÜZ ARTAR” 

Faizler düşerse fiyatların patlayacağına dikkat çeken Babürhan: “Gayrimenkuller peşin parası olanlar için avantaj sağlıyor.  Kredi çekilememesinden dolayı piyasalarda stabil ilerleyen ya da düşen fiyat var.  Eğer ilerleyen zamanda krediler yeniden çekilebilir duruma gelirse  1 milyon olan bir konutun fiyatı 2 milyona yükselecek. Çünkü krediler çekilmiyordu, vatandaşların cebinde nakit parası yoktu. Krediler çekilebildiğinde biri alamazsa diğeri alacak o alamazsa başkası alacak. O nedenle talebin artmasıyla fiyatları da yükseltecektir. O nedenle nakit parası olanlar piyasadaki arz talep dengesizliğini iyi değerlendirmelidir.   Vatandaşlara tavsiyem bütçelerine göre yatırımlarını yapmalarıdır.  Örneğin 500 bin liraları varsa 1 buçuk milyonluk bir ev almak yerine 500 bin TL’lik tarla ya da arsa bakmalılar. Ya da 1 buçuk milyon TL paraları varsa 3 -4 milyonluk konut bakacaklarına paralarına göre ev bakmalılar. İlerleyen zamanlarda birikimleri artınca onu satıp başka bir konut ya da yatırım bakabilirler. İstediği yatırımlara basamak basamak ulaşabilir.  Bizim en büyük hatamız ilk defa alıyorsak en iyisi olsun en güzeli olsun.  Yüksek enflasyonun olduğu yerde de ne en iyi evi alabiliyoruz ne de istediğimiz en iyi arabayı alabiliyoruz.  Birikimler küçük de olsa yatırım yapılmalı dağ başında da olsa tarla da olsa yatırım yaparak yüksek enflasyonlara karşı birikimlerimizi korumalıyız.” dedi. 

HARCAMALAR KISITLANIP, YATIRIMA YÖNELMELİ 

Faizin hiçbir zaman fayda sağlamayacağına dikkat çeken Babürhan son olarak: “Harcamaları azaltmamız gerekiyor. Bugün en lüks telefonu aldığınızı düşünün. 3-5 yıl içinde çöp oluyor.  Dağ başında almış olduğunuz bir tarla bile hiçbir şey olmazsa 3-5 yıl içinde değerini 2’ye 3’e katlıyor.  Vatandaşın bir diğer yanıldığı konu faize yatırdığı para. örneğin 1 milyon lirası olan bir vatandaş aylık 50 bin faiz getirisiyle yerim gezerim diyor. İlk aşamada matematiksel olarak güzel bir getirisi olabilir ama ekonomik olarak hiçbir zaman kar sağlamaz.” ifadelerini kullandı.